1. ekşi sözlük'ten kaçıp geldiğim sözlüktü(r).

    ekşi sözlük'ten, kanzuk'un nişanlısını yazar yapmasından epey önce sıkılmıştım, şimdi çokça geçmişte kalan kişisel husumetlerim yüzünden sözlüğü kullanamaz hale gelmiştim, on üç yıllık hesabımı kapatıp yazar hesabımı kayıp konumuna getirdikten sonra bir çaylak hesabı açıp sadece sevdiğim yazarları ve başlıkları takip etmeye başlamış, çok nadiren gündeme göz atar olmuştum. sonra kanzuk, nişanlısını yazar yapınca buna alınmadım, gücenmedim, bizzat eşim bile zamanında 2004 - 2005 yıllarında sözlüğe ssg'nin akrabası olan bir arkadaşı referansıyla yazar olmuştu zira, olabilir, bunda ne var, dedim. ama sonrasında yazarlara, verdikleri tepkiler nedeniyle "e burası bizim, istersek sizi hiç oynatmayız ki?" dedikleri zaman benim de "meh, burada bir de çaylak hesabıyla bilgi veren entry mi gireceğim, gider başka yerde bir girdi koleksiyonu yapar, sevdiğim şeyler hakkında bir şeyler yazma ihtiyacımı başka yerde gideririm," deme vaktim gelmiş gibi hissetmiştim. çünkü bu bende artık yılların alışkanlığı, keşfedilmemiş şeyler hakkında bir şeyler paylaşmaya bayılıyorum, sevdiğim şeylerle ilgili kişisel anılarımla bilgilermi harmanlayıp o şeyler hakkında bana hissettirdiklerini, o şeylerden öğrendiklerimi yazmayı çok seviyorum. o sırada da galiba sorg, bu sözlüğün epey reklamını yaptı açıkçası, insanlar kanzuk'a kızıp buraya gelirken ben zaten çoktan ekşi'deki varlığımı görünmez hale getirmiştim, sadece kendime yeni bir koleksiyon yapmaya buraya gelmiştim.

    burayı çok da benimsedim, istediğim nick'i şıp diye alabildim, profil resminin daha görülebilir olmasını ve yazar sayfalarındaki ayrıntılı istatistikleri sevdim, ekşi'deki uygulamaya tırnak kadar konulan profil resminde sevdiğim illüstrasyonlar çok kötü görünüyordu, beni hangi yazarlar daha çok okumuş ve oylamış göremiyordum, kategori sistemi çok daha ayrıntılıydı. hatta bir girdinin kaç artı, kaç eksi oy aldığı bile kayıtlıydı, ne güzel. harıl harıl sevdiğim her şey hakkında burada severek yazmaya başladım. daha benim buradaki yazarlığımın ilk gününde midnight black ve highpriestess gibi ekşi'den gelen diğer yazarlarla ilgili burada kavgalar çıkmaya başladı, ekşi'de burası için "gerçekten yazmak isteyenler buraya gelsin, burası bilgi paylaşımına değer veren bir sözlük," diyorlarken burada da ekşi'den gelenlere "ay oradan buraya gelmeyin, rahatımızı bozdunuz!" diyorlardı, allah allah? bana ne dedim, etliye sütlüye karışan bir tip değilim, ben sevdiğim şeyleri yazarım.

    yazmaya devam da ettim, ama ekşi'den gelenlere üvey muamelesi yapıla yapıla belki de çok güzel şeyler yazacak olan yazarları küstürüp kaçırdıklarını gördüm buradan, ben yine de yazmaya devam ettim, diyorum ya, alışkanlık, bir oyun mu oynuyorum, resmen burada oynadım, bir diziye mi başladım, gelip burada hakkında yazdım, daha önce bahsedilmemiş şarkıları, grupları anlattım. ama yok, sürekli olarak bir "biz burada birbirimizi tanırız, hepimiz başka yerlerde de konuşuyoruz, chat yaptığımız başka yerler var, sizi sev-mi-yo-ruz, pis ekşiciler, ekşici ergenler, gel-me-yin!" modu bitmiyordu ya hu. bakıp bakıp "tövbe estağfurullah, zaten gelenler durmadı, kaçtı gitti, hevesleri bitti burada yazmak için, kaçırdınız, kendileri de zaten sıkıldılar buradan, anket yok, bir şey yok, eski sevgiliye, eski sevgilinin yeni sevgilisine, yeni sevgilinin eski sevgilisine laf çakacak başlık yok, kadınları aşağılayan başlıklar yok, zaten geldikleri gibi gittiler, bir durun, ben yazıyorum bak vallahi..." diye diye devam ettim yazmaya.

    sonra, neden ekşicileri sevmediklerini düşünürken son bir aydır yaptığım gözlemlere göre sorun ekşiciler de değilmiş galiba ya. burada bir şeyler paylaşılamıyor, gerçekten sahil kasabası evet burası, ekşi sözlük metropolse burası taşra. bunu da "rahat, sakin, sessiz..." diye övebileceğimiz gibi "taşranın da dedikodusu, kavgası, tribi, bağnazlığı bitmiyor," diye yerebiliyoruz da. ekşi sözlük'le sürekli olarak "ıy orası ergenlerin yeri, orada sürekli insanlar birilerine laf sokuyor, birbiriyle kavga ediyor, kaos var orada..." diye bir don kişot kavgası içindesiniz, ama orada bir başlıkta bir tartışma çıkınca bütün gün başka başlıklara yansımıyor, işler kişiselleşmiyor, herkes başlığın altında birer entry ile meramını kendi üslubunca anlatıp, belki seviyesiz, belki ergence anlatıp başka bir başlıkta normal yazarlığına devam ediyor. e burada sürekli bir tartışma var, tartışmalar hemen kişiselleşiyor, hemen başkaları da sanki bir anda summonlanmış gibi iki kişi arasındaki tartışmaya damlıyor, bir kavga başladı mı aynı gün tüm başlıklarda, alakasız girdilerde bile o kavga referans ediliyor. burada sözlük yazarlığı yapmaktan ziyade sürekli sevimli sevimli muhabbet eden, arkadaşlarıyla geyik yapan, ama bir kavga çıktı mı da o sevimlinin içinden aman allah canavar gibi bir şeyler çıkan, sözlük yazarlığı yapmak yerine burada "takılan" birçok yazar görüyorum. e, ama burası hani ekşi gibi değildi, orası ergen sözde fularlıların yeriydi de burası gerçekten konusuna hakim ve kültürlü kişilerin bilgi paylaştığı bir yerdi?

    ekşi sözlük'ten kaçıp buraya geldiğim sözlüktü. ekşi sözlük'ün geçen doğum gününde o eski, on üç yıllık hesabımı geri açtım. çünkü buradan biraz gerilmeye başladım, burada da kendimce minik bir arşivim oluştu ama esas entry koleksiyonum oradaydı zaten. bir yer beni gerdiğinde orada inatla, ısrarla, varlığımı ispat etmek için bulunmam, kullanmayı azaltır, biraz ara verir, özleyince ya da ihtiyaç duyunca dönerim, burası da benim için koleksiyon olarak kalacak, yine ekşi sözlük'te defalarca temcit pilavı gibi döndürülen bir bilgiyi ben yeni keşfettiğimde orada yüz dokuzuncu kez paylaşmak yerine eğer burada paylaşılmamışsa gelip buraya paslayacağım, çok sevdiğim bir şeyi ekşi'de on dokuz farklı başlıkta yedi yüz seksen defa anlatmışlarsa oradaki bilgi kirliliğine bir entry daha eklemek yerine eğer burada hiç bahsedilmemişse buraya gelip anlatacağım, ama burası gerçekten ekşi sözlük'ten daha yorucu. bir yerde eğlenme amacı güden, radyo gibi bir özellik bile paylaşılamayıp kavga konusu haline gelir mi? burada geliyor. kanzuk, nişanlısının yazar yapılmasına verdiği tepkilerde kalan kredilerini de tüketmişti, çünkü "e sözlük benim, bizim, siz kimsiniz ki zaten?" moduna girmişti. e, buradaki moderasyon ekibi de sıradan günlük tartışmalarda bile taraf tutuyor, kendileri de tartışmaya giriyor, ne farkı var şimdi bunun?

    o yüzden, buraya yeni gelenlere de, buradan gidenlere de bir laf sokma tutumu mevcut ya, ama yanlışı gösterdiğinizde kimse de "a evet, yanlış yaptık," demiyor, ben de yine de hala buralarda gerekirse yanlış bulduğumu da göstereceğim, ama benim kaçıp buraya geldiğim sözlük, beni yeniden ekşi'ye döndürdü haha, vallahi o on üç yıllık hesabı bir yıldır kapalı tutuyordum, buranın kavgasından gürültüsünden "aman ben niye kapatmışım ki o hesabı, orada kafam daha rahattı vallahi..." diye açtırdı kulzos, teşekkürler kuzum kulzos, siz olmasanız kendime karşı takındığım inattan orayı hala kapalı tutarmışım, niye kapatmışım ki, dursun işte, hiçbir yerin birbirinden farkı yok, bizim tutumumuz her yeri konumlandıran.
    #245523 taro | 4 yıl önce
    20web sitesi