ii. Ramses’in düşmanlarının gözünü korkutmak ve kendini tanrıların arasına sokmak için, dağın içini oyarak inşa ettirdiği tapınak. biri büyük, biri küçük iki tapınaktan oluşur. ramses büyük tapınağı kendisi, ikinciyi de tanrıça hathor ve en sevdiği karısı nefertari için yaptırmış. her bir köşesinden büyüleyici tapınaklar fışkıran mısır’ın kanımca en etkileyici mekânlarından biridir.
tarih konusunda tarihçilerin parşömenleri yorumlamasına göre bir uyuşmazlık olsa da, m.ö. 1264-1244 tarihleri arasında inşa edilmiş. ön tarafında ramses’in 20 metre uzunluğunda 4 heykeli bulunur. ayaklarının dibinde de, karısını, annesini ve en sevdiği 8 çocuğunu tasvir eden bir dizi küçük heykel durur.
içeriye girdiğinizde, ramses şekli verilmiş 8 büyük sütunun bulunduğu büyük bir holde bulursunuz kendinizi. duvarlardaysa, ramses’in savaşlarda kazandığı büyük zaferler resmedilmiştir. bu büyük hol, bir küçük hole ve birkaç küçük odaya açılır ama daha da ilerlediğinizde iç mabede ulaşırsınız. iç mabet denen odaysa, ebu simbel’in en ünlü özelliklerinden birinin yaşandığı odadır.
karşınızda soldan sağa, karanlıklar tanrısı ptah, ii. ramses, güneş tanrıları ra-horakhte ve Amon-ra’yı bulursunuz. yılda iki kez, sabah güneşin doğuşuyla, 20-25 dakika boyunca güneş ışığı tapınağın 60 metre kadar içine nüfuz edip, ramses’in heykelinin yüzünü aydınlatır. ramses ve güneş tanrıları aydınlanırken, karanlıklar tanrısı ptah yılın her günü gölgede kalır.
güneşin ramses’e ulaştığı iki günden biri, 22 şubat taç giyme töreninin olduğu gün ve hasat mevsiminin başlangıcıyken, 22 ekim de ramses’in doğum günü ve tarım mevsiminin başlangıcı oluyor. ve o iki günde ebu simbel binlerce turistin akınına uğruyor. öyle ki, bu olaya tanık olmak isteyen insanlar geceden kuyruğa giriyorlar.
ancak 30 metre yüksekliğindeki bu ihtişamlı tapınağın üstü, yıllar içinde kullanılmaya kullanılmaya çöl kumuyla kapanmış ve unutulmuş gitmiş. ta ki 1813’te isveç coğrafyacı Jean-louis burckhardt tesadüfen bulana kadar.
tekrar keşfedilmesinden 150 yıl sonra tapınak bir kez daha kaybolma riskiyle karşı karşıya kalmış. nil nehrinin yükselmesi ve aswan barajının inşaat planı yüzünden sular altında kalma tehlikesi olan tapınak unesco’nun yardımıyla yaklaşık 20 tonluk parçalara ayrılarak, 200 metre geriye ve 65 metre yükseğe taşınmış. taşınma, 1964-1968 yılları arasında 4 yıl sürerken, 40 milyon dolara mâl olmuş. (2017’de 300 milyon dolara denk geliyormuş)
bir arkeoloji mühendisliği harikası olarak görülen taşınmadan bazı resimler:
yeni taşındığı yerle, eski yerin karşılaştırması. altta suyun dibinde tapınağın eski yerini görebiliyorsunuz.