1. ey mahalleli
    sabah 6.00
    müezzin mihraba henüz ulaşmadı
    sokakta mecburlar var.

    neresinden girilir bu mevzulara
    arzularınızı gıcıklayacak süslemelerle mi devam edilmeli
    köşeyi döndükten sonra
    kıyametüstü günlerde bunun ne önemi var?

    adetlerimize göre önce ölür sonra gömülürüz.
    çürümek sonraki iştir.
    ama yürüyemiyorum bile bazen bu kokudan
    bazılarımız ölmeyi bekleyemedik
    yine iyimser kaldım.

    denge istedim.
    huzur ve güven.
    kendimi yırttım bunları sağlamak için
    bozuluyor
    ben tanrıça değilim
    sadece günbatımlarını takdir edebilirim.

    kelimeler çıplak
    sona yaklaştıkça süsler de zarafetini yitiriyor
    plastikten bir gol daha yedik
    biz kendi elimizle verdik maçı
    tıkandık tıkandı baba.

    kelimeleri ikna edemiyorum
    ve evet istemiyorum ikna etmeyi
    çok bile diyorum bazen
    size çok bile.
    öfkemi bırakmaya başladım
    işe yaramayan silahımı bırakmak
    savunmasız yapıyor mu beni?

    göğüslerimizde sevgilinin saçları olacağı yaşlarda
    arsız dünyanızın zincirleri var
    kalbim ezilmesin diye başımı dik tutuyorum.
    boğulmamak için de dimdik durur insan.

    kelimeler diyordum
    süssüz olabilir, sivri olabilir.
    ama cahil olmamalı.
    kelime polisi değilim
    günün son güneşi sıvaları yıkık duvarı da
    duvarın dibindeki asi otları da neşeli ışığıyla ılıtıyorsa
    kelimeler de sivrilikleriyle, sadeliğiyle ya da şatafatıyla olsa
    ama cahil olmasa
    çürüdük
    insanı ne çürütür bilmiyor musun çürük?
    susma köklerimiz değiyor bizim
    susma ayna

    ikimiz birden sevinemedik.
    ben vapur istasyonlarında bekledim
    sen o gün bakkala bile inmedin.
    korkuların bana geçemez
    kelimeler
    kuklacınız değilim oynatmıyorum
    karanlık da değilim
    ışığı taşıyorum
    ama paylaşamıyorum
    saçlarım mı yanıyor bilmiyorum
    sadece tarıyordum
    mahalle yanarken tarandığım için mi?
    benim şiirlerim sana bıçak çekmez korkma
    çalınan umutlarımıza yama yapıyoruz yeni günleri
    ama git gide hızlanıyor dünya
    belli ki sisifos artık yukarı taşımayacak yükünü
    dağılmasın diye tutmaya koyulacak.
    mahalle bahsini kapatamadım
    mahalleye ateşi komşularım taşıdı
    uyardım dinlemediler.
    zaten hiç dinlemezler.
    elmasından atom bombasına kadar
    yapılmaması gereken her şeyi yapmadılar mı?
    sizin günahınız beni de yaktı
    tanımadığım kardeşlerimi de
    siz yanmadınız bir şekilde
    eviniz yandı
    belki siz de yandınız
    ama çürüdüğünüz için anlamadınız.

    mimozaların dördü beşi gitti
    ev hırsı bitmedi
    mezar çalıp ev yapmışlar biliyor musun?
    ölülerin yerini çalmışlar.
    kazayla bir mimoza yaşıyor
    varlığına sevinsem mi bilemiyorum
    içim buruluyor
    alexandrit'i selamlıyorum her gün
    büktüğümüz beliyle göğe uzanmakta.
    ağaçlar sayemizde en çok dua eden varlıklar.
    yaşamak için.
    görevi yaşatmak olana da pranga
    alayına pranga
    neden açıkta bir karış bile toprak bırakmıyorlar karga?
    biz bir kerbeladayız ağacımıza bile su vermiyorlar.
    biliyorum her nefis ölümü tadacaktır
    ben de bir nefis sahibiyim
    elmaslardan da arı duru bir ömür istemedim
    huzur istedim
    onun da mezarını sattınız.
    #242171 despered | 4 yıl önce
    0anket