İsmini, (bkz: karacaoğlan)'ın aşağıdaki dizelerinden almış; kıymetli ve kıymeti daha da çok bilinmesi gereken, (bkz: harvard)’da osmanlı tarihi dersleri veren, Dünya’nın tanıdığı sayılı tarihçimiz (bkz: cemal kafadar) 'ın; metis yayınlarından çıkmış kitabı. Tam ismi, "Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken Dört Osmanlı: Yeniçeri, Tüccar, Derviş ve Hatun" dur.
"Karacoğlan der ki bakın olana,
Ömrümün yarısı gitti talana.
Sual eylen bizden evvel gelene,
Kim var imiş biz burada yoğ iken"
Cemal Hoca'nın dediği gibi "Sokakta yürürken rastlayabileceğimiz insanlardan yola çıksam, daha güzel bir tarih araştırması yaparım.” düşüncesiyle Klasik tarih yazıcılığının ötesine geçmiş bir eserdir bu kitap. Toplum ve otorite tarafından kabul görmüş biçimiyle değil de mektup ve hatıratları kullanarak anlatmıştır üstat.
Kitaba dair defterime yazdığım notlardan birkaçını paylaşmak isterim;
" 'İnsan kalbi' der (bkz: ahmet hamdi tanpınar), 'başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nisbetinde açıktır.' "
"Tarih; yok olanla değil, bir zamanlar var olanla ilgilidir. Nitekim (bkz: karacaoğlan) da 'kim var imiş biz burada yoğ iken' diye sorar, onların kanlı canlı insanlar olduklarını hatırlatacak şekilde, şimdi yok olduklarını değil, bir zamanlar var olduklarını ifade eder."
"tecrübe deyince muhakkak acı, yanlış ve pişmanlık girer işin içine. Bizi geliştirdiği için güzel şeydir tecrübe ama çoğu insanın ve toplumun, çoğu tecrübesi acılarla örülmüştür. (bkz: salazar)'ın 'mutlu ulusların tarihi yoktur.' derken kastettiği budur."
"vahiy, peygamberlere; keşif de ermişlere nasip olur ama (bkz: rüya) nispeten eşitlikçidir, herkes tarafından görülebilir. Yine de tam anlamıyla "demokratik" olduğu söylenemez."
"Tarihçi, ele aldığı kişilerin zamanlarının büyük bir kısmını uyuyarak geçirdiklerini, uyurken de rüya gördüklerini gözden kaçırma tehlikesi altındadır".
"Günümüz Türkiye'sinde birinci çoğul şahıs enflasyonuna çare bulmak için dilden kaç tane "biz" atmak gerekir bilmiyorum."