resim sanatında bir tema. batı dünyasında manzaraların ilk örnekleri girit uygarlığında, knossos sarayının duvar resimlerinde görülmeye başlıyor. antik dönem boyunca duvar resimlerinde manzaralara yer veriliyor. roma'nın yıkılışından sonra resim sanatının canlanması için yüzyıllar gerekiyor. uzun bir dönem boyunca resim ancak kilise tarafından finanse edildiğinde var olabiliyor. bu dönemin resimlerinin büyük kısmı litürjik resimler ve incili okuma yazma bilmeyen halka görsel bir şekilde sunan resim dizilerinden ibaret. bu dönem resimlerinde manzaralar yok. giotto ile birlikte manzaralar bu resimlerin arka fonlarında görülmeye başlıyor. rönesans boyunca da anlayış bu şekilde devam ediyor. manzaraların resmin ana konusu haline gelmesinde etkili iki faktör var. birincisi kuzey ülkelerde reform hareketi ile başlayan sekülerleşme, ikincisi ise resim satın alabilecek düzeyde kişisel servet sahibi olan nüfustaki artış. kışların uzun sürdüğü insanların aylar boyunca yeşile hasret kaldığı kuzey ülkelerinin insanları doğa'yı evlerinin duvarlarında olsun görmek istiyorlar. vazo içinde kesme çiçekler ve ufak tefek dekoratif objelerden oluşan kompozisyonlar yani natürmortlar da bu dönemde yaygınlaşmaya başlıyor. ilerleyen yıllarda manzara resimleri resim sanatının içinde dikkati çekecek şekilde yaygınlaşıyor. son olarak 19. yüzyılda önce barbizon ekolü gerçekçi bir şekilde doğa'ya yöneliyor, peşinden empresyonistler doğrudan tuvallerini boyalarını alıp açık havaya çıkarak doğa resimleri yapmaya başlıyorlar. manzara resimlerinin en güzel örnekleri de bu dönemde üretiliyor. manzara resimleri modernizmin başlangıcıyla birlikte, sanatın soyuta ve kavramsallığıyla yönelmesiyle birlikte gözden düştü gibi görünüyor. yine de ortalama sanat tüketicisinin evinin duvarlarına asmak için bir rothko veya pollock yerine hoşuna giden bir manzarayı tercih etme ihtimali çok yüksek.