Ayrılıkların en azılısı; neyi, ne zaman, neden ve nasıl yaşandığının hiç ama hiçbir öneminin olmadığını yüze vuran soğuk gerçeklik.
Hele ki sinsice geleni hazırlığını da yaptırmaz. Veda ettirmez. Son kez öptürmez, tatlı tatlı gülümsemeyle baktırmaz. Nefesi kesiverir.
Adının anıldığı hanede artık doğan güneş donuk ve soğuk; geride kalanların gözleri kan çanağı... Bir zamanlarki kahkaların yerini alır hıçkırıklar, ağıtlar ya da sessiz çığlıklar. Kimsenin açamayacağı kalıcı, cismen tanımlanamamış perde çekilmiştir artık, geçit vermez.