1. şiiri.
    kendi sesinden dinlemek için

    niteliğini, yolunu ve amacını çoğu zaman biz belirleyemiyoruz belki ama hayatın koşturmacası sırtımıza umulmadık yorgunluklar yüklüyor. peşinde bile isteye heba olunan aşklar da buna dahil, verebilmek için sabahlanan dersler de. tüm bunlara karşılık insan bir an durup düşününce ve atfettiği kocaman anlamları yolunda paralandığı onca şeyde göremeyince çok güzel çöküyor omuzları. sonrası bitmeyecek arayışlar, insanın kendi kafasının içinde oradan oraya savrulmaları. diğer yandan da yaşananlara eskisi gibi bakamadan yaşamaya devam etmek, belki tahammül etmek.

    "Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar" şiirin ilk dizesi. akıldaki şey karşıya varmak, özünde bir yere varmak. zamanında ve zamana yetişmek.

    sonra ortalarda bir yerde artık vapurdan vazgeçilmiş, aslında vazgeçmek değil ama vapurdayken sadece karşı kıyı düşünülmüyor artık: "nabzımı bulmalıyım nerede bulacaksam".

    en son da hayata dönülüyor yine: "yetişmem gerek yazgıma" ama hemen ardından ekleniyor, anlıyoruz ki hayat onu yaşamaktan ibaret değildir artık "tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek"

    bana anımsattıkları ve düşündürdükleri böyle; ilk an çok garip gelen ama ardından fazlasıyla benimsenen, sebeplerinden de sonuçlarından da kaçılamayan bir farkındalık. güzel şiir.

    #######

    Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
    belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
    nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
    etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
    bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
    izin kağıdım yanar konuşacak olursam
    bu senet bankalar kapanmadan
    ruhumun rengini kapatmayacak olursa
    ölür kuyuya düşen çocuk
    çocuğun mercan saati çatlar mutlaka
    koşup haber vermeliyim
    yetkili memura
    bahar geliyor, ilerliyor yeminler
    alnımı kapıp getirmeliyim
    denizi karşılamaya
    kırlangıcın kanadındaki kezzap
    leylakta sıkışan buhar için
    nabzımı bulmalıyım nerede bulacaksam
    nabzımı çünkü ben kasadan fiş alarak
    yağmuru, selvileri zor durumda bıraktım
    benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler
    ben papatyaları şımartmadım diye oldu
    Mata Hari'ler casus, Al Capone'lar gangster
    inmem gerek gözbebeklerimin altına
    beynimin ortasına büzülmeliyim
    genşeyip kımıldayabilirim oradan sonra
    dum di dum
    duridum dubida
    kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç
    püskürtüyor beni dünyaya
    bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
    Atlantik ve Pasifik ve beş kıta
    koşmam gerek
    yetişmem gerek yazgıma
    tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
    esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
    niçin, niçin, niçin
    kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
    #238023 rstnpeace | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0şiir