geçmişte 3 yıl kadar ülkemizin en büyük kamu hastanelerinden birinde görev yaptım. sayısız doktor tanırım. söyleyeceklerim türkiyeli doktorların büyük bir oranını kaplar.
ülkemiz doktorlarının, bilgi, görgü, yetenek bakımından dünyadaki meslektaşlarıyla aynı seviyede olduğunu düşünüyorum. insani duyarlılık bakımından dünyadaki bütün meslektaşlarını sollarlar. 3 yıl boyunca hiç bir doktorumuzun her hangi bir insanımıza sosyal statü bakımından ayrıcalık veya hakir görme davranışında bulunduğuna tanık olmadım. yakın çevremde tıp okuyan bir kaç genç arkadaş var. o kadar çok kitabı okuyup öğrenmek zorundalar ki biz fanilerin bunu idrakı kolay değil. lakin bunu bir gün yüzümüze çarptıklarına da tanık olmadım. çarpanlar varsa sonuna kadar haklıdırlar.
3 yıl boyunca o kadar çok drama tanık oldum ki hiç kimseye anlatmayacağıma yemin ettim. kimseyi o kadar çok üzemem. lakin hekim arkadaşlar benim 3 yılda tanık olduğum dramlara belki de bir günde tanık oluyorlar. lakin her şeye rağmen hayatlarına devam edebiliyorlar. yeni canlar kurtarmaya canhıraş şekilde devam ediyorlar.
cerrahi ve diğer uzmanlıkların birbirine üstünlüğü olamaz elbette. lakin 2 sene önce küçük bir operasyon geçirdim. cerrah dostumuz, kasıklarımdan girdi ve testislerimdeki damarları hizaya otturdu. ve bunu sadece 20 dakikada yaptı. bu insanların elinden öpülmez mi?
bugün askeri okullarda ve polis okullarında okuyan gençlerimizin bütün masrafları devlet tarafından karşılanır. tıp öğrencileri allaha emanettir. onları allah da devlet de unutmuştur. biz de işte buradan dedikodularını yaparız. oysa doktorlarımız olmasa savaşta da barışta da bokumuzla oynarız.
bugün doktorlarımıza devlet tarafından kimseye atılmadığı oranda büyük bir kazık atılmış durumda. bırakın covid 19 dolayısıyla yaşamını yitirirlerse şehit sayılmayı, covid 19 meslek hastalığı bile sayılmıyor.
keşke etimden başka satacak bir şeyim olsa da onları da doktorlara maaş olarak versem. maaşları, özverileri ve emekleri oranında azdır.