1. yazın korona salgını hız kestiğinde arkadaşla birkaç günlüğüne amsterdam'da gezmeye gitmiştim. kaldığımız otel red light district'in neredeyse dibinde olunca burada epey gözlem yapmaya fırsatımız oldu. burası bilindiği gibi avrupa'nın legal fuhuş cenneti. her yer sex shop dolu, 24 saat fuhuş ve türlü çeşit showlar var. burada çalışan gedikli seks işçisi ablalardan birinin bir saatini satın alıp aklımıza gelen ne varsa sorduk, anlattırdık. dolayısıyla tipik turist muhabbetinden ziyade pek bilinmeyen şeyler yazacağım.

    buradaki seks işçileri esnaf statüsünde imiş, hepsi bağımsız çalışıyor, esnaf gibi vergi veriyormuş. kondom, kayganlaştırıcı gibi iş malzemelerini vergiden düşüyorlarmış. bazıları genelev yanında eskort ajanslarına kayıtlı, düşük sezonda eskort sitelerinden müşteri buluyorlarmış. çalışan kızların epey bir kısmı latin amerika ülkelerinden, doğu avrupalı ve afrikalılar da var, bir iki tane de trans kadın varmış. yerli hemen hemen hiç yok, onlar turistlerin bilmediği, taşradan amsterdam'a gelen yerli halka hizmet veren daha ufak bir red light district'te çalışıyormuş. cafede oturup tıkındığımız sırada, genelevden çıkarken seks işçisine adres tarifi soran utangaç tıfıl bir genç gözüme çarpmıştı, o aklıma geldi. size seks dışında gelenler, sırf muhabbet için gelenler oluyor mu diye sordum. hatırı sayılır oranda böyle müşterileri varmış. yalnız, bakir, aşırı utangaç bunalımlı gençler sırf süslü püslü güzel bir kadınla vakit geçirip içlerini dökmek için geliyormuş. 'çok yalnız zavallılar, onlara çok acıyorum' derken kadının yüzündeki son derece hüzünlü ifadeyi görecektiniz.

    sapık, manyak tiplere karşı panik butonları varmış, günlük olarak kiraladıkları genelev odalarının epey bir kısmı izbandut gibi surinamlı olan sahipleri de ortalıkta dolanıyormuş, sorun çıkaranı polis gelene kadar paket ediyorlarmış. kaç yaşına kadar çalıştıklarını sordum, belli bir emeklilik yaşı yokmuş, canları ne zaman isterse emekli olurlarmış. orada en yaşlı çalışanlar 80 küsür yaşlarında emekli olan ikiz kızkardeşlermiş. bu neneler çok meşhurmuş, belgeselleri bile yapılmış.

    red light district'te fotoğraf çekmek yasak, bütün evlerin camında fotoğraf çekilmemesi konusunda uyarılar var. bunun nedenini sordum, kızlar fotoğraf çekilmesinden çok korkuyormuş, bazıları aşırı dinci katolik ülkelerden geldikleri ve hepsi bu işi de ailelerinden gizli yaptıkları için ifşa olmaktan ödleri kopuyormuş. düşüncesiz salak bir turist tarafından fotoğrafı çekilip sosyal medyada paylaşılan bir tanesinin ailesi haberdar olunca bir daha ülkesine gidememiş, aforoz edilmiş. genelev odalarının günlük kirası, gündüz tarifesi 180, gece tarifesi 200 küsür euro imiş. kızların çoğu fakir ülkelerden geldiği, eğitimsiz ve geçer bir meslek sahibi olmadıkları için bu işi yapıyormuş. bütün hepsinin bir sürü dövmesi varmış, tanınmamak için eskort sitelerine koydukları fotoğraflarda yüzlerini kamufle ediyor ve dövmeleri fotoşopla siliyorlarmış.

    son zamanlarda şehir yönetimi amerikalı finans şirketlerini amsterdam'da ofis açmaya özendirmek için şehrin imajını onların istediği şekilde değiştirmeye uğraşıyormuş, tutucu amerikalılar fuhuş ve esrarla özdeşleşmiş bir yerde ofis açmak istemezmiş (silikon vadisi şirketleri olsa koşa koşa giderlerdi...) bu yüzden genelevleri ufaktan kapatmaya başlamışlar. esrara şimdilik ilişmiyorlarmış ama regülasyon getirmeyi düşünüyorlarmış. arkadaşım ve ben bunu çok saçma bulduğumuzu söyledik, amsterdam denince bizim aklımıza fuhuş ve ottan önce kanallar, rembrandt, anne frank falan geliyor, red light district meşhur falan da almanya'nın büyük şehirlerinde de var, nedir yani dedik.

    diğer bir şikayetçi olduğu konu da 2015 ve sonrasında gelen arap mültecilerin yobazlığı imiş. amsterdam gibi lgbt cenneti olarak ün yapmış, geylerin ütopya olarak gördüğü bir yerde homofobik islamcılar sırf gey diye adam dövmüşler. bunu anlatırken küfürü bastı, gelmesinler buraya bu ilkel yobazları istemiyoruz, madem muhafazakar hayatı istiyorsun amsterdam'da ne bok yemeye geliyorsun? lgbt'lerin evi olan yerde gey dövmek nedir, sikerler diye veryansın etti. bizim de ağzımız açık kaldı, homofobik olup da amsterdam'a gidip yerleşmek nasıl bir kafanın eseridir arkadaş?

    hatunun anlattığına göre red light district'teki büyük seks kulüpleri ve bulldog cafelerin sahibi aynı kişiymiş. arkadaşla sırf meraktan ne tür showlar var diye tripadvisor'dan araştırdık, çiftlerin sahnede seks yaptığı bir tane varmış, millet öve öve bitirememiş. bundan bahsettik, 'a onlar benim yakın arkadaşım, biri 16 yıllık evli çift, biri de 10 yıldır falan birlikte, gerçek çift onlar' dedi. burada seks showlarında ve fuhuşta çalışan herkes birbirini tanıyormuş, 3-5 sokaktan itibaren ufacık yer zaten. bir de kızlara yamuk yapan, kazık atan ev sahiplerini boykot ediyorlarmış, onlardan kimse oda kiralamıyormuş.

    seks shoplardan açık olanların hepsine girdik çıktık, bir tanesinde yuh artık dedirten bdsm aparatları vardı. tuvalet pompası takılı yüz maskesi vardı, o kadarını diyeyim. bunları hakeden siyasetçileri yadedip goygoy yaptık, güldük eğlendik. burada diğer bir acayiplik de otçulara hitap eden 'munchie' dükkanları idi. böyle kafam kadar tatlılar, kalori bombası absürd abur cuburlar satan rengarenk ışıklı pastanemsi yerler adım başı her yerde idi. bunların fotolarını çektim ama şimdi yüklemeye üşeniyorum açıkçası.

    neyse, böyleyken böyle. bunu ta ne zamandır yazacaktım ancak şimdiye fırsat bulabildim. kanzuk olayları çıkmadan önce ekşi'de yazmayı planlıyordum, kısmet buraya imiş.
    #232865 sorg | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    1semt