birleşmiş milletler'in atası olarak kabul edilebilecek, birinci dünya savaşı sonrası kurulmuş birliktir. birleşmiş milletler'den neden daha başarısız olduğu ise dolaylı olarak abd'deki irlandalıların ve lodge gibi isimlerin wilson ile çatışmaları, iki savaş arası dönemde imparatorluk dönemlerinden kalan yayılmacı politika geleneğinin hâlâ kırılamamış olması, ekonomik sebepler (örn: bazı güçlü devletlerin yokluğunda ambargoların pek fazla anlam ifade etmemesi, savaş sonrası finansal durumu iç açıcı olmayan ingiltere'ye bağımlılık vs.) ile açıklanabilir.
wilson ilkelerini herkes tarih derslerinden derhatır ediyordur. milletler cemiyeti'ni bu kadar hevesli bir biçimde savunan bir başkanı olan abd'nin neden milletler cemiyeti'ne üye olamadığını merak edenlere verilecek en kısa yanıt ise senatodur.
o dönemde senatoda versay antlaşması'nın abd'de kabul görmesine engel olan blok literatürde "irreconcilables" olarak geçer. bu grup homojen bir grup değildir. içinde güçlü bir cumhuriyetçi kanadın yanında, irlandalı ve alman kökenli bir karşıt demokrat gücü de barındırır.
wilson'ın irlanda kanadı ile arasının açılma sebebi ise irlandalıların wilson'ın kendisine ihanet ettiğini düşünmeleridir. ihanetten kastedilen, wilson'ın irlanda'daki ingiliz hakimiyetini sonlandırma hususunda harekete geçmemesidir. wilson, irlanda mevzusunda ulusların kendi kaderlerini tayin hakları konusunda beylik lâflar edip, kurduğu cümlelerin sonuçlarını düşünemediği için "sözünde durmayan adam" izlenimi yaratmıştır ki, bunun gerçekleşeceğini robert lansing tahmin etmiş, günlüğüne şu cümleleri yazmıştır:
"the more i think about the president's declaration as to the right of 'self-determination,' the more convinced i am of the danger of putting such ideas into the minds of certain races. it is bound to be the basis of impossible demands on the peace congress and create troubles in many lands. what effect will it have on the irish, the indians, the egyptians.... the phrase is simply loaded with dynamite. it will raise hopes which can never be realized." (bkz )
nihayetinde lansing'in öngörüleri gerçekleşmiş ve irlanda bloğu wilson'a sırtını dönmüştür. yine de wilson'a karşı çıkan blokların arasından en kalabalık olanı lodge'un bloğudur. lodge'un milletler cemiyeti konusundaki çekincesinin temel nedeni ise abd'nin milletler cemiyeti'nin zoruyla savaşa girebilecek olmasıdır. lodge ve takipçileri bunun dış politikadaki bağımsızlığı baltalayacağını düşündüklerinden ötürü antlaşma imzalamaya sıcak bakmamışlar, senatoda antlaşma tartışmasının sonlanmasını başarıyla sağlamışlardır. wilson'ın kötüye giden sağlık durumu da wilson'ın böyle güçlü bir muhalefete karşı mücadele etmesini güçleştirmiştir.
birleşmiş milletler ile kıyaslandığında, milletler cemiyeti'nin tek problemi abd'nin cemiyete katılmamış olmaması değildir. almanya ve sovyetler örneklerinin ilk etapta katılmamış olmaları milletler cemiyeti için olumsuz bir başlangıç teşkil etmiştir. sovyetler'in nedeni komünist rejimini muhafaza etme endişesi iken almanya 1926'de katılıp nazi partisinin güç kazanması ile 1933'de ayrılacaktır. (sovyetler'in üyeliği de 34'te başlayıp 39'da sonlanacaktır.)
ana organları konsey, genel sekreterlik ve meclis şeklinde tanımlanabilecek olan milletler cemiyeti'nin faaliyetleri isviçre'den yürütülmüştür. büyük güçlerin yokluğunda milletler cemiyeti yeni bir dünya savaşını engelleme gayesine doğal olarak ulaşamayacaktır. wilson'ın bu konuda meşhur bir sözü vardır:
"i can predict with absolute certainty that within another generation there will be another world war if the nations of the world do not concert the method by which to prevent it."
görüldüğü üzere yeni bir dünya savaşının çıkacağı endişesinde wilson haklı çıkmış olsa da, "bu milletler cemiyeti ne iş yaptı?" sorusuna başka cevaplar verilebilir. köle ve uyuşturucu ticaretinin bastırılması, yunanistan-bulgaristan veya isveç-fin örneklerinde olduğu gibi çeşitli anlaşmazlıkların çözümlenmesi cemiyetin başarıları arasındadır.
buna karşılık, milletler cemiyeti'nin başarısızlıkları özellikle italya'nın, japonya'nın ve fransa'nın işgalci dış politikalarına karşı gözlemlenmiştir.