belki de insanların ikinci dünya savaşı sonrasında alışılagelmiş müzikten kaçmalarının altında, hem o anıları yaşamak istememek hem de tekrar nazilerin fikirleriyle karşılaşmamak (sonuçta schönberg, hindemith gibi isimlerin müzikleri aşağılanmış ve müzikte romantizme ve klasizme geri dönüş yüceltilmiştir) yatıyordur.
ama ciddi anlamda anlayamıyorum işte ben bu ikinci dünya savaşı sonrası müziği. schönberg'i bile anlayabildim az da olsa. ama iannis xenakis, karlheinz stockhausen, musique concrete müziklerini ciddi anlamda hafsalam almıyor. insanlar böyle müziklere nasıl kavuştu, nasıl akıl erdirdiler? hadi debussy anlaşılıyor, schönberg anlaşılıyor da touru takemitsu, john cage gibi adamları anlayamıyorum.
bunları anlamadan arvo paert gibi adamları nasıl anlayacağım, en çok da onu düşünüyorum. daha 20. yüzyıl müziğinden çıkamadım bir türlü.
bu savaş yüzünden tüm insanlık bir gecede cahil kaldı ve herkes rock'n roll'a yöneldi ondan sonra sanırım. yoksa klasik müziğin bir anda sadece bir grup elitin anlayabileceği bir şey haline dönüşmesi pek mümkün değil gibi. bu savaştan sonraki müziği anlamak için ciddi anlamda birikim gerekiyor sanırım. en azından ben öyle düşünüyorum, dinlediğini hemen anlayan insanlar da vardır belki. onlara saygım sonsuz işte.