Benim değinmek istediğim olay ise 2009 yılının temmuz ayında geçiyor ama hâlâ bitmiş değil bu olay ve silsilesi.
çıkan bir dedikodu sonucu urumçi'de bulunan çinlilerin iki tane uygur işçiyi öldürmesi üzerine uygurlar ve çinliler arasında gerilim ortaya çıkıyor. Her iki taraf da protesto gösterileri yapıyor lâkin olaylar daha da ilerleyip bir katliama doğru yol alırken çin devleti orduyu urumçi'ye yolluyor. Geceleri sokağa çıkma yasakları ilan edilen ve internet bağlantısının kapatıldığı bu şehirden çin'in resmi kaynakları dışında kimse haber alamıyordu. Resmi çin haber ajansı'na göre "olaylar" sırasında toplam iki bine yakın kişi ölüyor. Farklı kaynaklara göreyse (dünya uygur kongresi) bu sayı tamamen uydurmaydı ve ölü sayısını çok az gösteriyordu. Orada yaşanan sokak çatışmaları hafifledi ama 1949 yılından beri süren asimilasyon ve sistematik cinayet son bulmadı.
Eskiden doğu türkistan bağımsız bir devletti. Parası, marşı ve bayrağı vardı. Şimdiyse 71 senedir ellerinde olan tek şey resmi rakamlara göre yüz bin gayrıresmi rakamlara göreyse üç yüz bin ölü.
Toplama kampları büyütülüyor hâlâ. Tam bir milyon insan kamplarda hapis tutuluyor. Türlü işkenceler görüyorlar. Bir kızın bacakları kesilip babasına gösteriliyor. Kadınlara düzenli bir şekilde tecavüz ediliyor. İnsanlar öldü ve hâlâ ölmekte. İşin acı tarafı da daha kaç kişinin öldüğünü bile bilmememiz.
Ortadoğu'ya demokrasi getirenler ve kızıl çinliler arasında pek bir fark yok zaten ama hiç değilse demokrasi getirenlerin yaptıkları zulümleri az da olsa belgeleme şansımız oluyor.
Tarihi ve doğal harikaları ile aklıma gelmiyor işte bu şehir yaşanan katliamlar yüzünden. Türk medeniyetinin ilk filizlendiği yerlerden biriydi orası.