hiçlik kavramıyla tanışmam, üniversite yıllarında programlama terimi olan "null" ile ilk kez karşılaşmama denk gelir. ondan önce hiç kafa yormamıştım. sonra hoca geldi ve "null, hiçliktir" dedi, "bir şeyin olmadığını ya da orada olmadığını gösterir". boşluk ve hiçlik aynı şeyler değiller. boş küme boştur ama, hiç değildir, vardır (matematikte aynı kabul edilseler de). haliyle kafamda bir türlü canlandıramadım. "özlemek" kelimesini tanımlayabiliriz. ama "özlememek" gibi olmayan (ya da "hiç olan") bir duyguyu, "özlemek" kelimesinin ya da onun tanımının direkt olarak negatifini kullanmadan tanımlayamayız.
yazılarını severek okuduğum bir yazar, şimdi silinmiş olan, bir girdisinde şuna benzer şeyler söylemişti: "... eğitim sistemimiz insanları somut düşünmeye zorluyor. toplama işleminde bile 'ben sana bir elma verdim, senin üç elman oldu şimdi' şeklinde, soyut olan şeyler somutlaştırılıyor. haliyle sonrasında insanlar soyut şeyler üzerinde düşünemiyor..."
velhasıl yıl oldu 2020, ben hala hiçliği anlamıyorum. şimdilerde hiçlikle alakalı olabileceğini düşündüğüm konularda okuma yapmak üzere yola çıkıyorum. o zamana kadar sözlükte, okumak hariç, çok zaman geçirebileceğimi sanmıyorum. umarım hiçliği anlamadan önce ölmem.