bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. pencerenin can sıkıntısını temizleyen göğün odama düşmesiyle gün başladı. 7.40'ta uyanıp yataktan kalkmadan evvel doğrulup evin aydınlanan sessizliğini dinledim perdelerden.

    sonra kalkıp salona geçtim. apar topar acile kaldırdığımız geceden kalmaydı hâlâ. sanki yerinden yeni kalkmış gibi örtüsü bozuk kanepenin. sıcaklığı duruyor ortasındaki çukurun. yarım duran perde daha şimdi uyanmış gibi. hepsi bana bakıyorlardı. dokunmadım hiçbir şeye. kapıyı örtüp geçtim mutfağa.

    ocakta kaynayan tek kişilik sudan çayı hazırladığımda gözlerini açamamış sesin koridorda yankılanmasını umdum. çayı iki kişilik yapmayı, kahvaltı masasına bir tabak daha eklemeyi. bir de yarının pazar olduğunu hatırlayınca kurduğum düşün gerçeğe dönüşmesi için zamanı biraz daha hızlandırmayı umdum. o vakit teyzem aradı.

    -günaydın pia, nasıl oldun kızım. biraz daha iyi misin? ateşin, öksürüğün devam ediyor mu?
    -günaydın teyzem, gayet iyiyim. dün kötüydüm ama bu sabah çok iyi uyandım. kahvaltı bitsin ütüye başlayacağım. ayakta durabiliyorken halledeyim.
    -yorma kendini. otur dinlen kızım.
    -yaparım teyzem sen merak etme.
    -annen nasıl? haber var mı annenden?
    -iyi olacak inşallah teyzem sağ salim gelecek eve. sen merak etme.
    -sana bir şey söyleyeceğim kızım, ama sakın kızma bana. sabah namaz kılarken aklıma geldi. sana söylemek istedim.
    -yok teyzem niye kızayım. ne geldi aklına anlat bakalım.
    -yavrum, sen bu günleri çok iyi atlattın. allah senin mükafatını verecek. bugün yaptıkların yarın sana geri dönecek. nasıl dönecek çocukla, aileyle. bugün annene baktığın gibi yarın da senin çocuğun sana bakacak. beni anlayacağını bildiğim için söylüyorum. yaşın geç olmadan karşına hayırlı bir kısmet çıkarsa hayır deme, evlen. çocuk yap. yarın annene bir şey olduğunda tek başına kalacaksın. bak görüyorsun kızım annenin yanında kimi var? kocası mı, oğulları mı? sen de olmasaydın bu kadının altını kim temizleyecekti? bunu düşün. ben evlenmeyeceğim. ben evlenmek istemiyorum deme güzel kızım. bu yaşadıklarını düşün emi. allah karşına hayırlı birini çıkarır inşallah daha da geç olmadan evlenirsin çoluk çocuğa karışırsın. tamam mı güzel kızım?
    -allah razı olsun teyzem. çok sağ ol. her şeyin hayırlısı olsun. kızmadım teyzem. beni düşündüğün için çok teşekkür ederim. her şeyin hayırlısı. sen sıkma canını.
    -tamam kızım ezan okundu ben abdest alayım. annenden haber alırsan bize de söyle. haydi allaha emanet ol.
    -tamam teyzem sen de.

    kendime söyleyebileceğim hiçbir şeyim yoktu artık. bundan 5 yıl öncesinde kurduğum bütün hayallerim gerçekleşmemiş ve çok da uzaktaydı. şu andan sonrasına ne biriktirmeliydim? neler beklemeliydim? ne istemeliydim? gelecek hayalleri kurmaya devam mı etmeliyim yoksa girdiğim o kuyuda yaşamaya devam mı etmeliydim?

    yıllardır kim olduğumun yanıtını ararken bir de bulduğum bu yanıtları etrafımdaki insanlara da anlatmam gerekiyordu. İstanbul'da iken ilk adımımı attığımda üniversitedeki bütün arkadaşlarım sırtlarını döndü. ankara'ya geldim. ilk günden bu yana hep açık oldum. garipseyen arkadaşlık etmedi, umursamayan hayatıma dahil oldu. çember biraz daha daraldı. kollarımdaki dövmelerimin anlamı çok açık olmasına rağmen her gören akrabama türlü türlü hikâyeler anlattım. hepsi inandı. hepsi kandı. numara da yapmış olabilirler. annem sorduğunda ise "iki kadın yüzü bu." dedim. "çok güzel." deyip geçti. hiçbir zaman "ben lezbiyenim anne." dememi gerektirecek bir zorunluk yaşamadım. konu açıldığı zaman çok rahatlıkla konuşabildik. yoldan geçen kadınlarla ilgili yorumlar yaptığımda esprili yanıtlar verdi. iletişimin bozulmasına neden olacak bir aksaklık yaşamadık hiç. bu yüzden kalkıp da bir başlık koymayı düşünmedim. "evlenmelisin." diyen bütün akrabalarıma annem her defasında "kızı rahat bırakın." deyip savuşturdu. şu saatten sonra da parantez içerisine alıp başlığı eklemeyi düşünmüyorum artık. istediğim ise bir pazar günü düşü.

    teyzeme kızamadım. bulaşıkları yıkarken netflix'te izlediğim "gizli bir aşk" belgeselini düşündüm. göğ bulutlarını toplayıp içeriye kaçadursun, odaya geçip ütüye başladım. cümleler bölünüp bölünüp çoğalıyordu kafamın içinde. kırış kırış olmuş sözcükleri ütünün buharıyla düzleştirmeye çalışırken midemin ağrısını hissettim. biraz oturdum. önce Nükhet duru-Sena Şener şarkısı açtım. Gözlerin bulutlu
    sonra ahmet kaya'dan niye böyle anne

    perdeler sımsıkı. ev terledikçe eşyaların sessizliği büyüyor. yeni yıl yaklaşıyor. zarfları çıkardım. kartpostalları serdim masaya. adres defterimi aradım bulamadım. aramaya devam edeceğim. hayatımda sevdiğim tek alışkanlığım oldu, kart göndermek.

    yarın pazar. dilerim pazar düşümün gerçekleşeceği bir yıl olur.



    #231408 pia | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0kişiye özel