lütfen diyorum bitsin artık bu arabesk. ama duygularımı her zaman ifade etmiyorsun chopin, zaten kim tamamen hitap edebilmiş ki birine? ben becerebilmiş miyim hem kendimin şerhini? ama bırakalım istedim arabeski. yine yanlış yola saptığım düşüncesi, "coğrafya kaderdir" ve piyanonun başında aşkını bir sır gibi sakladığını söylemesinin ardından, yıllar yıllar sonra dinledim o şarkıyı. basbayağı arabesk, basbayağı sevdim! sevmek ne ki bayıldım! sonra da hikayeyi öğrendim yüzündeki çizgileri gördüm ekrandan lanet ettim bir kez daha! "kimsiniz?" dedim, "ne cüretle ayıplarsınız, yasaklarsınız aşkı?" ama denmemiş miydi "limanı olmayanın aşkı olmaz" diye bunlar limanlarını bırakamazlar aşktan da anlamazlar. sahih insanlar neredesiniz?
ben üzerimden gemilerin geçtiği, ama sağ salim uyandığım rüyalardan kalkıyorum. korkma diyor, korkma! neyden korkuyorum bilmiyorum gücü gücüne, düzen testleri insanlardan kaçıyorum -dolu dizgin atlarla?- nikolay değilim, kimseyi burnundan da çekmem. ben onun günahlarını da işlemedim ve bir gün tanrıya sığınacaksam nikolay gibi olmaktan sığınırım sana, ey! korkum, git başka dağları dolan ben yitik bir şey olmak istemiyorum! ve memnuniyet öldürme beni. alıştırma beni.
sevgilim bu alegorilerle yorma beni anaforların gücümü tüketmede beni illa yoracaksan . . . ben bir tablo değilim sevgilim rus romanlarındaki konteslere de benzemem bir mujik de çıkar içimden, bir Konstantin de imgelerini üzerimde deneme.
söyle umurunda olmadığını, anlamadığını sana dahil kimseye anlatamadım, anlamak istemediğinizi anlamadım. kelimeleri bırakmalıyım şimdilik heceler oyuncak reyonunun her yerinde toparla beni ey ya da toparlanayım ben ey!