1. 'ün eseri. eski odamdaki kitaplığımda, isimli sürrealist akımın öncüsü yazarımsının kitaplarının hemen yanında sitemli sitemli dururken bulup o cehennemden kurtardığım, kezban serisi çöpü boylarken kendisini bavulumun en korunaklı noktasına yerleştirip evime getirdiğim eser.

    ben seni hiç anlamamışım sevgili gönül özgül, affet.

    adında "lise" geçiyor diye bunu liseli çocuklara okutmak ne kadar doğru bilemiyorum. çok karanlık, depresif. bir o kadar da gerçekçi. acılığını da başarısını da bu gerçekçilikten alıyor zaten.

    kitabı ilk kez okuduğum ortaokul dönemimde kitabın kahramanıyla empati kuramamıştım. derslerinde başarısızdı, bense tam tersi başarılıydım, okul her zaman aşırı basitti benim için. okulu bu kadar kolay bulmamın sebebinin yaşadığım derli toplu aile hayatı, okuyalım diye çırpınan, açık fikirli ebeveynler olduğunu düşünemeyecek kadar dünyadan bihaber ve kendi kapasiteme inançlıydım. , denen şeylerin farkında bile değildim. hal böyle olunca da karakteri biraz antipatiyle okumuştum. zaten kitabı da çabucak bitirip bir daha üstüne hiç düşünmemiştim. şimdi, bunca yılın üstüne bu kitabı okuyunca, sadece başarılı bir edebi eser değil; 60'ların türkiyesine bakmak için de iyi bir kaynak görüyorum.

    -- spoiler --


    içinde mutfağı, banyosu, suyu olmayan iki odalı bir ev. kaba saba, dişleri eksik, alacağını almayı bir türlü beceremeyen terzi bir baba. gecenin geç saatlerine kadar kocasına yardım eden ve sonrasında gece boyu tahtakuruları çocuklarının kanını emmesin diye tahtakurularını öldüren, bu nedenle erken kalkamayan, çocuklarına kahvaltı hazırlayamayan bir anne. okula aç gitmeye alışmış, açlıktan mideleri bulanıp sokaklarda defalarca kusmuş üç kız kardeş.

    kız kardeşlerin en küçüğü selay. coğrafyadan kalarak orta okulu bırakıyor. biçki dikiş kursuna yazılıp uygun bir kısmetle evleneceği günü bekliyor.

    ortanca kız kardeş seren. o çok güzel, her gören kendisine aşık oluyor. yüz bulamayan erkekler sağda solda adını çıkarmaya uğraşıyorlar. işi gücü süs püs, bomboş bir kenar mahalle dilberi olarak uygun bir kısmetle evleneceği günü bekliyor.

    ve bu üç kız kardeşin en büyüğü sevgül. dersleriyle başı dertte, hayatının sefilliğinden sinemalara, kitaplara sığınan bir genç kız. koca aranmadığı, okula devam etmek istediği, yalnız dolaştığı ve sinemaya yalnız gittiği için ağabey, dayı gibi lakaplar takıyorlar ona. benimsiyor o erkek kız rolünü. uzun saçlarını kısacık kestiriveriyor bir gün. tek isteği insan onuruna uygun bir yaşam sürmek, okumak, yazmak, resim yapmak. ancak yaşadığı ortamda bunların her biri ayrı mücadele gerektiriyor. kapkaranlık satırların arasında umutları da var yine de. bir gün okula dönmek, iyi bir eğitim alıp çalışmak, ailesini o sefil hayattan kurtarmak gibi umutlar. sevmemek imkansız sevgül'ü.


    -- spoiler --


    #228667 istenc | 4 yıl önce
    0kitap, kitap serisi