içinde mutfağı, banyosu, suyu olmayan iki odalı bir ev. kaba saba, dişleri eksik, alacağını almayı bir türlü beceremeyen terzi bir baba. gecenin geç saatlerine kadar kocasına yardım eden ve sonrasında gece boyu tahtakuruları çocuklarının kanını emmesin diye tahtakurularını öldüren, bu nedenle erken kalkamayan, çocuklarına kahvaltı hazırlayamayan bir anne. okula aç gitmeye alışmış, açlıktan mideleri bulanıp sokaklarda defalarca kusmuş üç kız kardeş.
kız kardeşlerin en küçüğü selay. coğrafyadan kalarak orta okulu bırakıyor. biçki dikiş kursuna yazılıp uygun bir kısmetle evleneceği günü bekliyor.
ortanca kız kardeş seren. o çok güzel, her gören kendisine aşık oluyor. yüz bulamayan erkekler sağda solda adını çıkarmaya uğraşıyorlar. işi gücü süs püs, bomboş bir kenar mahalle dilberi olarak uygun bir kısmetle evleneceği günü bekliyor.
ve bu üç kız kardeşin en büyüğü sevgül. dersleriyle başı dertte, hayatının sefilliğinden sinemalara, kitaplara sığınan bir genç kız. koca aranmadığı, okula devam etmek istediği, yalnız dolaştığı ve sinemaya yalnız gittiği için ağabey, dayı gibi lakaplar takıyorlar ona. benimsiyor o erkek kız rolünü. uzun saçlarını kısacık kestiriveriyor bir gün. tek isteği insan onuruna uygun bir yaşam sürmek, okumak, yazmak, resim yapmak. ancak yaşadığı ortamda bunların her biri ayrı mücadele gerektiriyor. kapkaranlık satırların arasında umutları da var yine de. bir gün okula dönmek, iyi bir eğitim alıp çalışmak, ailesini o sefil hayattan kurtarmak gibi umutlar. sevmemek imkansız sevgül'ü.
--
spoiler --