esinlenme ve intihal arasındaki farkı anlamak üzere kafa yorduğumuz zamanlar olabilir. ben biraz o günümdeyim. birtakım yazılar yazmam gerekiyor. biriktirdiğim ve fark etmeden tüm düşüncelerime sirayet eden, bilinçaltımda gizlenmiş bilgilerden kendi fikrimi ayrıştırmanın neredeyse imkansız olduğunun farkındayım. her insan ister istemez yazılı, sözlü, görsel ya da her türün yer aldığı birçok bilgi parçasıyla karşılaşır ve zaman içerisinde (ki buna hayat diyoruz) eklektik bir düşünce dünyası edinir. bilincimiz adeta bir sünger gibidir.
Arkeolojik ve antropolojik açıdan insan kültürü yoğunlaşmış, iç içe geçmiş ve hatta doymuştur. kültüre doyulan bir çağda olduğumuzu söylemekle aşırıya kaçmayacağıma inanıyorum. kültürün herhangi bir öğesini yapıbozumuna uğratmak için hem çok ciddi bir bilgi hem emek hem de zaman gerekir ki saf bir sonuca varılacağı ile ilgili kesin bir vaat de yoktur. tek bir insan söz konusu olduğunda ise iş çok daha zorlaşır. nedeni; kültürel bir yapı olarak insan düşüncesinin öznellik ocağında pişmesidir. düşünce belleğimiz, etkilerden sıyrılamasa bile son kertede kendinde şey, kendisinin ne olduğu kestirilemeyecek olan özgün bir soyutlamadır.
genellikle düşüncenin özgünlüğü tartışmaları yaratılan fikir ya da eserin sunumuyla ilişkilendirilir. yaratıcı edim tasarladığımız şeyin, o her ne ise, inşasında kullandığımız metottaki özgünlükle izah edilir. çevremiz soyut ya da somut envai çeşit malzemeyle sarılmışken onları bir araya getirme taktiğimiz ve ereğimizin önündeki parıldayan ışık üretimimizi orijinalleştirir. unutmamak gerekir ki malzemenin kendisi bile bir çağrışım yapabilir. öyleyse ondan bağımsızlaşmayı ummak, ancak hayalperest bir kendilikle açıklanabilir. bu noktaya vardığımda "esinlenmeden bir yapıt ortaya koyma"yı beklememin, katışıksız acımasızlıkla ve irrasyonellikle yoğrulduğunu fark ediyorum. peki ya intihal?
intihal, sözlük içerisindeki başlığı altında ayrıntılı bir şekilde tartışılmış. özetle başkası ya da başkalarının mülkü olan bir eserin kısmi ya da bütün olarak birebir taklit edilmesi diyebiliriz. intihali gerçekleştirirken kişi ya da kişilerin (kurum da olabilir) farkındalığı mevcuttur: nereden kopya edildiği bilindiği için nesnel bir temas vardır, bilinçli bir karşılaşma anının sonucudur. Fikir ya da eser intihal sürecinde aşırılmış, manipülatif kullanılmış, ele geçirilmiştir.
Uzattım da uzattım, uzattıkça Saptım. Farklılıklar demiştim ve işte onlardan bazıları:
esinlenmeden kaçınmanın pratikteki imkansızlığına karşın intihalden sakınmak yetilerimiz dahilindedir. esinlenme öz denetim, kişinin "ahlaki" perspektifinin konusu iken intihal etiğin, hukuki alanın içerisindedir. esinlenmenin kaynağına ulaşmak neredeyse olanaksız, intihalinkinde işaretler belirgindir. Esinlenme çoğul, intihal tekil bir referansa bağlıdır. Esinlenme neticesinde yeni olan dünyaya gelir, intihalde eski tekrar takdim edilir.