bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. pazartesi sabah yine erken uyanmıştım ama yataktan çıkmak istemediğim bir sabahtı. kahvaltı hazırlamamak için bileklerimi kesmek üzerine düşünürken oğlumun odasından telaşlı bir ses geldi. hızlı bir yataktan kalkma sesi (sessizlikte büyük sestir, yatağın gıcırdayıp yorganın üzerinden atılması) duydum ardından oğlumun odasının ışığının açıldığını gördüm. oğlum çekmeceleri açıyor kapatıyor bi şeyleri kaldırıp yerine koyuyor, bense yataktan sessizlikte onun gürültüsünü dinliyordum. onun sabahın köründe ne aradığından ziyade aklım hala hazırlamak istemediğim kahvaltıdaydı.
    sonra onun burda da yok, yok işte yok yok seslerini duyup annecim ne arıyorsun, ne yok dedim. rüyasında ona robot aldığımızı görmüş. her yerde o rüyadaki robotu arıyormuş meğer.
    ah kam en (oh my god anlamında oğlumun uydurduğu bir kelime) diyip üzerimdeki pikeyi atıp yataktan çıkıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa yönelirken aklımdaki tek şey bu güzelliğin de bir gün benim gibi hayallere inanmak bir yana yaşamaktan yılacağıydı.
    ...
    öyle olmaması için ben elimden geleni yapacağım ama sadece benim ya da onun elinde değil ki...
    hiç hatırlamıyorum ne zaman umut etmekten hayal etmekten vazgeçtiğimi. bu, hadi şimdi vazgeçtim dur şu cebimdeki umutları kenara koyayım diyerek olmuyor. sanki cebin delik gibi, cebine koyduğun umutlar ağır geldikçe delik büyüyor ve yıllar geçtikçe koyduğun o umutlar farkında olmadan her geçen yıl daha da hızlanarak dökülüyor. işte bir nokta da aklına gelip cebini yokladığında astarı komple yırtılmış bir cepten başka bir şey kalmıyor elinde.
    #226607 tuhaf | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    7kişiye özel