lise müfredatına ek olarak siyer, kur'an-ı kerim, arapça, fıkıh gibi islam dini derslerinin verildiği aslen meslek lisesi. size imam hatip lisesini bir mezunu olarak iç yüzünden anlatacağım. çalışkan ya da zeki birisi değildim. haliyle sbs* den iyi bir puan getiremedim. kazandığım meslek lisesini beğenmedim. ailemin yönlendirmesi ile imam hatip lisesinin düz bölümüne başladım. liseye başladığım yıl katsayı tam olarak kalkmamıştı. liseden mezun olmaya yakın katsayının tamamen kalkacağını herkes bekliyordu ve öyle de oldu. katsayının kalkma ihtimalini gören muhafazakar aileler imam hatiplere akın etti. 10, 11 ve 12. sınıflarda 1-2 şube varken 9. sınıfta h 'ye kadar şube vardı. meslek hocaları bu bolluğun mezuniyete kadar devam etmesini istediği için bize fazlasıyla toleranslı davrandı ve olabildiğince şirin gözüktüler. şirin gözüktüler diyorum çünkü ilerleyen yıllarda yaşadığım şeyler aslında o yüzlerin kendilerine ait olmadığını bir maske olduğunu suratıma bir bir çarptı. bazı aileler haylaz çocuklarını "bir baltaya sap olamayacaklar bari dinlerini öğrensin" mantığıyla göndermişti. bu haylazlar karakteri henüz oturmamış birçok öğrenciyi de bozdu. bu haylazlar ve bozduklarının taşkınlıklarını saymazsak 9. sınıf güzel geçti. ortaokulun büyük kısmında 5 vakit namazımı kılan birisiydim. 9. sınıfta da bu sürdü. bir iki istisna hariç hocalarımız çok ilgili ve yeterli düzeydeydi. kız öğrencilerin örtünmesi zorunlu değildi ve herhangi bir ufak baskı ya da taciz de olmuyordu. din derslerinde örtünme konusu geçen kısımlarda bunun dile getirilmesi rahatsız edici değildi. makyaj ve diğer kurallar imam hatip olmayan diğer lise ve ortaokullarda nasılsa öyleydi. karma eğitim vardı. kantinde, sınıfta, kütüphanede, bahçede ve dışarıda karşı cins iki kişi çok rahat bir şekilde konuşup sosyalleşebiliyordu. karşı cins ile ilişkileri sevgili noktasına da getirebiliyordunuz diğer okullardaki gibi. okulda tanıklık ettiğim bazı şeyler bana "bir dakika" dedirtti. 10. sınıfta kur'an-ı kerim dersine giren bir hocamız suratsız herifin teki aynı zamanda beklenmeyecek seviyede gaddar birisiydi. öğrenci onun gözünde her zaman bahane üreten selam vermeye muhabbet etmeye tenezzül bile edilmeyecek nesnelerdi. bu kadar gaddar oluşunu açık etmese onu bir robota benzetebilirdim. derse girer selamun aleyküm der yerine oturur kuranını açar okumaya başlamadan önce bizlerin de okumasını söyler ve okumaya başlardı. sınıf arı kovanı gibi herkesin ayrı telden okuduğu, ezberlemeye çalıştığı ayetlerle dolardı. ezberimizi yapamadığımız zamanlarda bizimle alay edip haraket eder ve bazen karşılık verdiğimizde de bizi cetvelle cezalandırırdı. bir bıçak gibi bu hocadan sonra dini sorgulamaya başladım diyemem çünkü ne kadar etken bir durum da olsa hocanın bu şekilde davranmasını islam emretmiyordu. bu tamamen hocadan kaynaklıydı. ancak yine de okuldan, meslek hocalarından ve dinden bir miktar soğudum. evet bu emredilen şey değildi ama islam dininin kitabını okuyup aydınlanması beklenen kişi aydınlanmak şöyle dursun tam tersine kararmıştı. bir diğer "bir dakika" dedirten olay ise yılbaşı ile alakalıydı. okuldaki bazı dindar kızlar yılbaşı kutlamanın caiz olmadığını, kültürümüzde olmadığını ve hatta günah olduğunu düşündüklerinden sınıf sınıf dolaşıp yılbaşına denk gelen ve akşam vakti olan mekkenin fethi kutlaması buluşmasına davet bilgileri içeren broşürler dağıtıyorlardı. yılbaşı kutlamayı doğru bulmuyor kültürümüze sonradan eklenen bir adet olduğunu düşünüyor olabilirsin. bu normal. neden bunu bu şekilde dile getirmek yerine zorlama, bir yerde uydurma ve komik duran bir kutlama ile engellemeye çalışıyorsun ki? her dini kutlamayı hicri takvime göre kutlayan sizler ne oldu da mekkenin fethini miladi takvime göre kutlar oldunuz? yine bu broşürlerin dağıtıldığı bir günde matematik hocamız kızların ağzının payını vermişti de bir nebze içimin yağları erimişti. siz bunu okurken basit bir şey gibi geliyor olabilir. ancak mensubu olduğum topluluğun bu kadar aptal olması beni rahatsız ediyordu. yıllar geçtikçe karma eğitim kademeli olarak kaldırıldı. yeni gelen 9 sınıfların derslikleri kız erkek olarak ayrıldı. hatta okula yeni yapılan bazı binalar sadece kız ya da sadece erkek olacak biçimde ayarlandı. her zaman karma eğitimi savunan birisi olarak bu da çok rahatsız etti beni. iç sesim gür çıkmasa da inandığım şeyin doğru olamayacağı ihtimalini kendime itiraf eder oldu. mezun olmaya yaklaştığım 11. ve 12. sınıflarda okulun ortasında bulunan basket sahası okulun ücra köşesine taşındı. Voleybol sahasında kızlı erkekli oynamak resmi olarak olmasa da yasaklandı. karşı cins iki insan bahçede konuşunca meslek hocalarının dövmekten beter eden bakışlarına maruz kalıyordunuz. kendi çapımda üniversite sınavını çalıştığım ve elimden geldiğince bildiğim konuları arkadaşlarıma da anlattığım kütüphanede bir kız geldi ve karşı cins ile aynı masaya oturamayacağımı bunun yasak olduğunu söyledi. bu durum kopuşumun fermanı oldu. düz bir lisede okusaydım sanıyorum ki dinden bu kadar uzaklaşmazdım. bu ve bunun gibi anlatmadığım bir çok olaya şahit oluşum beni daha akılcı, sorgulayıcı ve mantıklı biri olmaya itti. geçmişe bakıp iyiki bunlara şahit olmuşum diyorum. çünkü olağandan farklı yaşanan her şey insana bir şey katıyor. sanıyorum ki buna benzer bir geçiş uzun bir süre tekrar yaşanmayacak. öğrendiğime göre tamamen karma eğitim kaldırılıp okulumuz kız imam hatibe çevrilmiş.