tanımak diye bir şey yok. sadece tanıyabileceğini düşünüyorsun. karşında hiçbir şey olmadığı zamanlarda, düşündüğün hayaline kapılıp kendini aldatıyorsun. tam “onu tanıyorum” dediğiniz anda düşüncenin kesin bir yıkılışı devreye girer ve yine kendi üzerinize dönersiniz. kendini herhangi başka deneysel bir nesne gibi yaşar, nesnelleştirirsin. aslında yaptığımız tek şey narsisizm; tek tük anıyı ve bilgiyi yan yana diyalektik olarak yerleştirerek kendinle karşılaşmanın şiddetini ben’i ortadan kaldırarak, ötekine yüklersin. çünkü karşındakinin dışsallığı ile beslenmek zorundasın. o bir aynadır, size kendinizi yansıtan; onun içinde kendi tözselliğinize doğru ilerlersiniz; onda bulduğunuz, sizin ta kendinizdir.