ülke bugün böylesine perişan bir haldeyse, birinci sebebi kendisidir.
neden mi? çünkü, dünyadaki birçok toplumun, sahip olabilmek için asırlar boyunca uğraştığı, uğruna kan döktüğü, can verdiği, aç kaldığı birçok devrimi, halkın talep etmemesine rağmen onlara vermiştir.
yüzyıllar boyunca reaya yani koyun sürüsü olarak adlandırılan tebayı, padişahın kulu mertebesinden yurttaş mertebesine yükseltmiştir. yüzyıllar boyunca nüfus sayımında erkekler ve hayvanlar sayılırken sayılmayan kadınları sadece yurttaş yapmakla kalmamış, seçme-seçilme hakkını vermiştir. köylüyü toprak sahibi yapmıştır. kurtuluş savaşı sırasında, tekalif-i milliye kanunları kapsamında halktan topladığı mal, mülk ya da parayı zaman içerisinde iade etmiştir. yurttaşlara özgür bir ülke bırakmakla kalmamış, osmanlı döneminden kalan savaş tazminatlarını ödemiştir. kendini padişah, halife ya da herhangi bir adla ülkenin sahibi olarak konumlandırabilecekken, kendi eliyle çok partili sisteme geçmek için uğraşmış, belki dünyada örneği olmayacak biçimde muhalefet partisi kurdurmuştur...
bir gecede cahil kaldık iftirasıyla karalanmaya çalışıldığı devrimle, okuma yazma oranı %2'lerde olan (onların da büyük kısmı gayrimüslimler) toplumun okuma yazma oranını yüzde %20'lere çıkarmıştır...
velhasılı kelam, kısacık ömrüne, saymakla bitmeyecek devrimleri sığdırmakla kalmamış, bunu halka öylesine kolaymış gibi göstermiştir ki, halk bu devrimlerin ne derece büyük devrimsel irade gerektirdiğini algılayamamış ve değerini de bilememiştir.
...ve uğruna ömrünü harcadığı bu halk, adeta mirasyedi bir evlat gibi, atatürk sayesinde edindiği kazanımların neredeyse tamamını zaman içerisinde tüketmiştir.
geldiğimiz noktada deniz bitmiş; tulumbadaki su tükenmiştir. yeni bir atatürk beklemenin anlamı yok. zira bu toplumdan yeni bir atatürk çıkmaz. ama belki bir ümit, kendinden önceki nesiller yüzünden burnu boka batmış bu gençlik, zaman içerisinde atatürk'ün değerini bizden daha iyi anlar ve onun gösterdiği hedefe doğru tekrar yola çıkma iradesini gösterebilir.
anısının, ideallerinin, kişiliğinin önünde saygıyla eğiliyorum.