aile büyüklerimin konuşmalarında sık sık duyduğum isimlerdi; atatürk, lenin, che quavera, ardzinba.. çoğu hakkında az çok fikir sahibi olmuştum ama atatürk kimdi, bilmiyordum. özellikle meslek, mevki sahibi kadınların, atatürk hakkında ileri geri konuşmalarında, annemin hep: "heyyy yavrum tabi canım, atatürk olmasa bakalım kime hediye edilmiş, kimin elinde oyuncak olmuştun" gibi alaycı yorumlarına tanık oluyordum.
belli ki atatürk sosyal bir devrime imza atmıştı ve en çok da ona kadınlar sahip çıkmalıydı, kimsenin elinde oyuncak olmamak, kendi kararlarını verebilmek için sıkı sıkı sarılmalıydı. ara ara, oradan buradan duyduğum ezberle, artık sıkı bir atatürkçü çocuk olmuştum. ayrımcılığa karşı bir nefes olduğu, kadının elinden tutup yükselttiği belliydi ama bunu nasıl yapmıştı, hiç bir şey bilmiyordum.
eğitim yaşamım başladı, istisnasız hangi ülke, hangi şehir, hangi okulda okuduysam öğretmenlerime hep o'nu sodum. kimi devrimci, kimi tarihin gördüğü en büyük komutanlardan, kimi çok kültürlü, kimi çok yönlü dedi. hakkında bir tek olumsuz söz duymadım, farklı milletlerden öğretmenlerim için de saygın bir isimdi, örnek bir kişiydi. yetmedi, kendim tanımaya karar verdim. hakkında ne bulduysam okudum, "ehe mehe, şu dedeyi şapqa takmadığı için astı, bizi bi gecede cahil bıraktı" diyenlerden, "şurayı bombaladı, burayı dümdüz etti, zülüm etti, din düşmanı, atayiz" yazanlara kadar, ayırımsız her duyduğumu her gördüğümü okudum araştırdım. son kararım; okudukça büyülendiğim, tanıdıkça hayran olduğum, vatanına, halkına adanmış bir yaşamın sahibi fedakar insan! başka seçenekleri varken ömrünü cephelerde tüketmiş, halkıyla, enerjisiyle, kadını erkeğiyle, doğan güneş gibi parıldayan, onurlu ve saygın bir ülke hayal etmiş, bu hayale ömrünü vermiş büyük baba, büyük ata. onca emeğine, çabasına karşılık, hastalığının arttığı son demlerinde, bir açık deniz havasının kendisine çok görüldüğü, soyguncu yöneticilere köpek gibi sadık biatçı kitle ve bölgesindeki feodal yapıya, 10 yaşındaki çocukların 80'lik dedelere satılmasına sessiz, duyarsız, sözde marsist leninist, özde şöven, emperyalizmin maşası kitlece; yerden yere vurulmuş, an itibari ile ne hatırasına ne devrimlerine sahip çıkabildiğimiz yüce değer. canım atatürk; bir kadın, bu toprakların havasını soluyan, suyunu içen, ekmeğini yiyen bir insan olarak, sana borçluyum.
ismini söyleyemeyenlere, tercih etmeyenlere(!) inat, aklıma kazıyacağım. devrimlerini savunmak, fikirlerini yaşatmak boynumun borcu olsun. bu uğurda gerekirse canımı ortaya koyacağıma sana söz veriyorum. yarın seni gökyüzünün maviliklerinden, bulutların üzerinden, bütün kalbimle selamlayacağım. bir evladın olarak ismini dünyanın öbür ucuna taşıyacağım, rastladığım her çocuğa seni anlatacağım. yaptığın, yapmak isteyip gerçekleştiremediğin ne varsa herşey için teşekkürler ❤️