güneydoğu asya'da bulunan, krallık rejimiyle yönetilen bir ülke.
ülkede bulunan en eski buluntu olan bir çömlek mö 4200 yılına dayadırılıyor. kamboçya'da tarihin bu tarihten itibaren başladığı kabul ediliyor. ama belki daha öncesi de vardır, kim bilir?
kamboçya halkının günümüzdeki halini almasıysa (malum göçler falan oluyor, ortamdaki insanlar ve halklar sürekli bir değişim içinde) mö 1500 yılında olmuş. mö 1500'de yaşayan bir kamboçyalıyla günümüzde yaşayan bir kamboçyalı arasında pek az fark olduğu söyleniyor.
bazı tarihçilere göre güneydoğu asya'nın ilk medeniyeti kamboçya'da kurulmuş. bölgede pirinç tarımını başlatan, metal işleyenler ilk önce kamboçya'da yaşayanlarmış.
ms 1. yüzyıldan itibaren khmer kültürünün ortaya çıktığı söylenmekte. khmer dilinin vietnamca'yı da oluşturduğu söyleniyor. ama vietnam, çin'e daha yakın oluşundan ötürü çin kültürünün etkisinde kaldığından vietnamca hong kong'da konuşulan kanton çincesi'ne daha yakın gibi. en azından ben kanton çincesi öğrendikten sonra vietnamca'nın da kanton çincesi'ne pek benzediğini fark ettim. belki yanılıyorumdur, neticede ne vietnamca ne de kanton çincesi konusunda uzmanlaştım.
antik kamboçya evleri zemin seviyesinden yukarıda yapılıyormuş ve bir merdiven yardımıyla (basamaklı olan değil de, tırmanılandan) evlere çıkıldığı söyleniyor. günümüzde de köy evleri, tam olarak bu biçimde olmasa da, yerden yüksek yapılıyor.
khmer kültürü, hint kültürünün tesirinde kalmış ve hinduizm de khmer kültürünün bir parçası haline gelmiş. hint kültürü khmerlerin giyim tarzından sofra adabına, hatta eşya taşıma usullerine kadar her şeylerini etkilemiş. haliyle khmerce ve khmer kültürü de hafiften hintlileşmeye başlamış.
bu dönemde angkor şehri, güneydoğu asya'nın kültür başkenti haline gelmiş. ama angkor şehrine hakim olan hint kültüründen pek nasibini almamış. daha çok kendine özgü bir kültüre sahipmiş. angkor şehrinde roma paralarının bulunması sebebiyle de, buraya avrupa'dan gelenlerin de olduğu düşünülüyor.
hint kültüründen sonra, khmer kültürünü etkileyen bir diğer kültür de çin kültürü olmuş. ülkedeki kronikler ve resmi belgeler çince yazılmış. bunun sebebi de yüksek ihtimalle çin'in kamboçya'yı da vergiye bağlamasıdır yüksek ihtimalle. ama çin kaynaklarında da kamboçya'dan vergi alındığına dair bir iz yokmuş.
çin etkisinde geçen yıllarda, budizm de ülkeye çin üzerinden giriş yapmış. haliyle kamboçya'nın budizmi de çin usulü, konfüçyüsçü ilkeleri olan budizm türü olmuş. ama angkor'un kendine has kültürü, çin usulü budizmi de kendi içinde eritmiş ve ortaya kamboçyalıların budizm anlayışı çıkmış.
kamboçya kültürüne göre bir kişinin hayattaki başarısı ailesinin geçmişte yaptıklarına ve kişinin şu anda yaptıklarına bağlıymış. bu sebeple de kamboçyalılar tapınaklara para yağdırırlarmış ki hayatta başarılı olsunlar. bu durumun bir benzeri japonya'da da var. şirketlerin festivallere sponsor olması gerek reklam açısından gerek "biz festivale sponsor olacak kadar bereketli bir iş yılı geçirdik" demek açısından önemlidir.
khmerce'de yazılan ilk resmi belge 611 yılında, kamboçya'daki halkın sosyolojik durumu hakkında yazılmış. bu tarihten sonra dini metinler sanskritçe, resmi belgeler de khmerce yazılmış. halk da khmerce yazıyormuş.
bu dönemlerde halkın en yüksek tabakası kölelermiş. zira bunlar krala hizmet ettiklerinden, kral bunlara başarılarına göre ödüller veriyormuş. ayrıca kralların da kölelerini epey iyi şartlarda yaşattığı söyleniyor. haliyle insanlar köle olmaya çalışırlarmış.* kamboçya'nın entelektüel ve sanatçı tayfası köleymiş hep.
ülkenin 802-1431 yılları arasındaki dönemi angkor dönemi olarak adlandırılıyor. bu yıllarda kamboçya altın çağını yaşamış. tayland'ı, malezya'yı, burma'yı (birmanya veya myanmar olarak da adlandırılıyor) vergiye bağlamış. bu dönemde hint tanrısı shiva'ya tapınmak kamboçya'da yaygınlaşmaya başlamış.
krallığın zenginleşmesi ve güçlenmesiyle iktidar oyunları da başgöstermiş ve 12. yüzyıl başlarında sarayda türlü türlü entrikalar dönmeye başlamış. ayrıca ülkede de sık sık isyanlar çıkmaya başlamış. hatta bir ara ülkedeki bir grup çin'e gidip "biz kamboçya içinde kendi krallığımızı kurmak istiyoruz, bize yardım edin" demeye bile gitmişler.
ülkedeki krallık otoritesinin yeniden inşası için 13. yüzyılda halka belediye hizmeti götürülmeye (yol yabdılar. gerçekten yol yapmış adamlar bir sürü. bunun sebebinin orduyu isyanların üzerine daha çabuk sürmek olduğu söyleniyor.) ve isyancıların üzerine daha da sert gidilmeye başlanmış. yeni tapınaklar, hastaneler, itfaiye teşkilatları, kanalizasyon sistemleri inşa edilmiş. ayrıca milli bir şuur oluşturmak adına da budizm resmi din olarak kabul edilmiş. ama bu resmi din olayı, ülkedeki isyanları yatıştıracağı yerde daha da arttırmış. zira bu sefer de hinduist din adamları "biz saksı değiliz!" deyip isyan etmişler.
isyanlar, moğollar ve çinliler sebebiyle angkor dönemindeki altın çağ sona ermiş ve başkent de phnom penh'e taşınmış. ülkenin yeniden yapılandırılması için çin'e para ve heyet gönderilmiş. phnom penh döneminde kamboçya eskisi kadar güçlü olmasa da, bölgede en çok göç alan şehir olmuş. taylandlılar, endonezyalılar akın akın khmerce öğrenip phnom penh'e gelmişler. ayrıca avrupalılar ile de bu dönemde temas kurulmuş.
16. yüzyılın sonlarında kamboçya, taylandlılara karşı ispanyollardan ve portekizlilerden yardım istemiş. ama mektup filipinler'e ulaşamadan kamboçya, taylandlılara karşı savaş kaybetmiş ve longvek şehrini taylandlılara kaptırmış.
bu durum kamboçya'nın güçsüzlüğünü gözler önüne serince ispanyollar kamboçya'ya çökmüşler. tabii kamboçya'yı ispanya toprağı haline getirmemişler ama sömürebildikleri kadar sömürmüşler.
17. yüzyılda kamboçya'nın başına budizm'den islam'a geçmiş bir kral geçince kamboçya'daki soylular bu durumu pek kabul edememişler ve vietnamlılar, hollandalılar ve kamboçyalılar bu kralı devirmek için güçlerini birleştirmişler. kral devrilip vietnam'a sürülmüş. ispanyol sömürüsünün yerini de bu sefer hollanda sömürüsü almış.
18. yüzyılda kamboçya'yı ziyaret edenlerin notlarına göre, kamboçyalı zengin diye bir kavram bu dönemde yokmuş. zenginler bile orta halli bir hayat sürüyormuş. halkın avrupa kültürü ile tanışması da bu döneme denk gelmiş. kamboçyalılar batı tarzında giyinmeye başlamışlar. batılı şairleri okumaya başlamışlar. avrupa tarihi öğrenmeye başlamışlar. yokluk çekseler de, kamboçya'nın kültür-sanat aktiviteleri epey yoğunmuş. şiir dinletileri halk arasında çok yaygınmış örneğin. şiir dinletilerine çoğu zaman dansçılar eşlik edermiş.
18. yüzyıl aynı zamanda batı ülkelerinin olduğu kadar, vietnam'ın da kamboçya'yı etkisi altına aldığı dönem olmuş. kamboçya siyasetini vietnam belirlemeye başlamış. kamboçya kralı yalova kaymakamına dönmüş. vietnam savaşı'nda da bunun bir benzerine rastlanır.
19. yüzyılda vietnam imparatoru minh mang, kamboçyalıların barbarlar olduğundan bahsetmiş günlüklerinde. fransızlar bölgeye giriş yaptıklarında kamboçya'da devlet otoritesi diye bir kavramın olmadığını raporlarında belirtmişler. halk kendi kendini törelerini göre yönetiyormuş. bu dönemde vietnam, kamboçya'yı vietnamlılaştırmaya; fransızlar da kamboçyalıları medenileştirmeye (mission civilisatrice) çalışmış. tabii khmerler de "size ne lan! size ne!" deyip 1840 yılında isyan bayrağını çekmişler. bunun üzerine vietnam yönetimi khmerlere daha fazla baskı uygulamaya başlamış. kamboçya'dan alınan vergi de artmış. kamboçyalı prenseslere vietnam sarayı el koymuş. bazı prensesler de öldürülmüş. böylece kamboçya'daki zaten etkisiz olan monarşi rejimi daha da zayıflamış.
vietnam'ın kamboçya'yı iyice himayesine alması da, tayland tarafından pek hoş karşılanmamış ve kamboçya'nın eski düşmanı olan tayland, bu sefer kamboçya'nın kurtuluşu için çabalamaya başlamış. fransızlar ve taylandlılar birlik olup norodom udong'u tahta çıkarmışlar. ama fransa, norodom'un yönetimini pek beğenmeyince vietnam'dan sonra bu sefer kamboçya'ya gözünü dikmiş. 20. yüzyıla gelindiğinde kamboçya'nın ürettiği her şeyden fransızlar vergi alıyormuş. bir nevi düyun-u umumiye kurmuş adamlar kamboçya'da. birinci dünya savaşı ile birlikte fransa'nın ihtiyaçları da artınca vergilerin dozu da artmış. 1915 yılının kasım ayında çiftçiler phnom penh'te toplanıp kral sisowath'tan vergi düzenlemesi istemişler. sisowath da fransızlara durumu bildirmiş. ama fransızlar umursamamış. üstüne fransız polisi çiftçilerin üzerine yürüyünce kamboçya birbirine girmiş. kral güç bela halkı teskin etmiş. fransız hükümeti "almanlar kamboçya'da isyan çıkartıyor" deyip isyanların suçlusu olarak almanya'yı göstermiş.
1923 yılında fransızlar "kamboçyalılardan aldığımız vergi az, biraz arttıralım" demek gibi bir hata yapınca artık halk dayanamamış ve 1925 yılında kamboçya valisi felix louis bardez, halk tarafından linç edilmiş. döve döve öldürmüşler adamı. bardez'nin böyle bir ölümle hayata veda edişinde ise, "köylerden vergiyi bizzat elimle alacağım" şeklindeki aptalca bir düşüncesi etkili olmuş. bu olay khmerlerde milli bilinci uyandırmaya başlamış.