cumartesi günü de özkanlar-manavkuyu arasına gitmiştim, bugün de gittim. hem gözlemlerimi yazayım hem de soyer'in bugünkü izum yayını nı özetleyeyim istedim. linki çok kötü yüklemişler, sık sık takılıyor. özetini şuradan okuyabilirsiniz.
- bölge metro istasyonundan inip ankara caddesi üzerinden manavkuyu'ya doğru ilerlediğinizde, yola bakan apartmanların yarısından fazlasının hasarlı ve/veya ağır hasarlı olduğunu görüyorsunuz. kiminin birinci kat balkonunun tabanı yok, kiminin köşelerinden kopan parçalar nedeniyle tuğlaları görünüyor, kiminin giriş kapısı apartmana giriş-çıkışı kapatacak kadar içe ya da öne çökmüş, kimi dışarıdan net bir şekilde görülebilecek halde enine ve derin çatlaklarla dolu. zaten polis kordonu olan bu apartmanlara giriş ve çıkış yapılmıyor.
- manavkuyu-özkanlar arasında da hasarlı en az 12 apartman saydım. bazılarında polis kordonu varken, bazılarında içeride oturanlar da vardı. asıl yıkım bu alanda zaten.
- doğanlar apartmanı civarındaki her parkımsı yerde gırla çadır var. apartmanın enkazı ben oradayken kaldırılıyordu. enkazdan yaşam beklenmediğini anlamak mümkün. gene de, umarım sağ çıkarılan olur.
- çadır alanlarının 3'ünü gezebildim. ısınmanın sorun olmaması için konulmuş variller her çadırın önünde vardı. 4-5 yerde lokma dökülüyordu, bayraklı belediyesi'nin taziye çadırını gördüm. bir depremzedenin de çadırının önüne elektronik davul setini kurduğunu gördüm.
- yiyecek, içme suyu, ısınma, battaniye ve yatak sorunu hemen hemen hiç yok. yatak kısmında küçük problemler oluyor ama ilk günkü kadar büyük bir eksiklik değil. bazı depremzedelerin pil ve aydınlatma sorunu ise devam ediyor.
- çoğu amatör videoda gördüğüm "yardım koordinasyonu" sorunu ve "çadırlarda kalanların hepsi evi yıkılmış olan vatandaşlar değil" söylemi ile ilgili de bir şeyler yazmak isterim. yardımların koordinasyonu büyük katılımın olduğu ilk 2 gün kaosa yakın bir seviyede seyretmiş. dünden beri ise, hem ihtiyaç listelerinin gün gün değişebilmesinden ötürü hem de temel ihtiyaçların büyük kısmının tedarik edilebilir seviyeye çekilmesi sayesinde bu alanda bir sorun görmedim. yaşadıkları dairelerin bulunduğu apartmanlarda çatlaklar bulunan vatandaşlar ise korkuyor. kendileriyle konuşmasanız bile, gözlerinden bunu anlayabiliyorsunuz. manavkuyu kısmındaki çoğu binanın sağlamlık raporları tamamlanmış ancak buradaki sorun, az hasarlı denilen binaların ne olacağı. belediyeye bunu soranlar da olmuş ve aldıkları cevap "birkaç hafta beklemeniz gerekecek, süreç uzayabilir". yani, evi yıkılmamasına rağmen çadırda kalmak zorunda olan vatandaşlar için kışın başları zor geçecek.
- soyer'in bugünkü izum açıklamasında, hasar tespiti yapılmış bina sayısının 11 binin üzerine çıktığını söylediğini okudum. bunlar araında orta hasarlı, ağır hasarlı ve yıkılmış olanlarının toplamı 350 civarı. özkanlar-manavkuyu arasındaki hasarlı binalar en fazla 8 katlı, en az 4 katlı. evsiz kalmış insan sayısını hane başına düşen insan sayısını 2 alarak hesapladığınızda bile, en az 5 bin civarı insanın evsiz kalmış ve kalacak olduğunu anlıyorsunuz (her apartman 6 kat, her kat 2 daire, 12x350=4200). soyer'in bugünkü konuşmasında altını birkaç kere çizdiği "sürdürülebilir yardım" kısmı bu yüzden önemli çünkü bu en az 5 bin civarı insanın bir kısmı aylarla ölçülebilen süreler boyunca çadırda kalma tehlikesi altında. şu anda yeterli olan battaniye sayısı, 1 ay sonra izmir ayazı geceleri eksi derecelere düşürdüğünde yetersiz kalabilir. bu yüzden, yardım kampanyalarını takip etmek ve maddi durum elverdiğince de desteklemek şart.
- belediye yeni bir yardım kampanyası başlatarak kira bedeli yardımı ya da evim kullanılsın seçeneği getirmiş (bir kira bir yuva ). çadırda kalan insan sayısını 1 ay içinde en aza düşürmek için iyi bir yol.
izmir böyle bir depremle bile yıkılıp mahvolmaz. düşer, sendeler ama ayağa kalkmasını da bilir. önemli olan sendelemiş olanlarla omuz omuza ve hep birlikte ayağa kalkmak.