1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı "Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun"un kabul edilmesi ve 3 Kasım 1928 günü Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girerek cumhuriyet devrimimizin en önemli basamaklarından birisidir. Bu yasanın kabulüyle o güne kadar kullanılan Arap harfleri esaslı Osmanlı alfabesinin resmiyeti son buldu ve Latin harflerini esas alan Türk alfabesi yürürlüğe kondu. (wikipedia + kişisel yorum)
Tanzimat dönemi itibari ile başlayan 'dil' tartışmalarına, Namık Kemal'in de "latince harfler tam manasıyla dilimizi karşılayamaz." ifadeleriyle karşı çıktığı olmuştur. Ayrıca kurucu kadroda yer alan (bkz: kazım karabekir) tarafından da şiddetle karşı çıkılmasını ise dönem içi iktidar kıskançlığına yormaktan başka bir seçenek gelmiyor aklıma.
Bizden 5-6 sene evvel latin alfabesine geçen Azerbaycan faktörü de yadsınamaz bir gerçek. Özellikle, Stalin'in türk devletlere kiril alfabesini zor koştuğu bir dönemi hesaba alırsak.
Neyse; bugün yıl dönümü. Ota boka saygı duymak zorunda bırakıldığımız bir dönemde, belki birilerinin dikkatini çeker, birilerinin hatırlamasına vesile olur diye düşündüm.
"Bugün yapmak zorunda bulunduğumuz çok değerli bir iş daha vardır: Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmek... Kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya, bütün yurttaşlara öğretiniz... Bunu yurtseverlik, ulusseverlik görevi biliniz."
-Mustafa Kemal Atatürk.
Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa !
Not : Ecdadımın mezarını okuyamıyorum diyenler de ayrıca götümü yiyebilirler.