indirme hızının saniyede birkaç gigabit'e kadar çıkabildiği 5. nesil kablosuz iletişim teknolojisine verilen ad.
bant genişliğinin yüksekliği sebebiyle oldukça hızlı bir şekilde iletişime ve veri alışverişine imkân veriyor. ancak anten yapısı, şu anda kullandığımızdan farklı, çünkü bu teknolojide kullanılan radyo dalgaları uzun mesafelere doğrudan iletilemiyor ve istasyonların birbirine yakın olması gerekliliği doğuyor. bu nedenle bu sistemi kuracak ülkenin altyapı masraflarını da göze alması lazım.
bu duruma, farklı frekanslı dalgaların birlikte kullanılarak, nüfus yoğunluğuna göre farklı bölgelerde farklı anten sistemlerinin kurulması alternatifi öneriliyor. bunun da tabi ki hızı düşürmek gibi bir dezavantajı var.
***
bazı ülkeler bu teknolojinin gelişiminden endişeli, çünkü insan sağlığına olumsuz etkileri olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. nedenini, işin fiziğini bilmeyenler için biraz detaylıca anlatmaya çalışayım.
elektromanyetik dalgalar dediğimiz bir ışınım dağılımı var evrende. aşağıdaki çizelge size biraz fikir verir bunlarla ilgili: tıklayalım
çizelgenin özeti şu: bu dalgaların hepsinin dalga boyu, frekansı ve enerjisi var. dalga boyu ne kadar kısaysa, frekans ve enerji o kadar yüksek olur. dalga boyu ne kadar uzunsa, frekans ve enerji o kadar düşük olur. resimde, görünür bölgeden sola doğru gittikçe dalga boyunun kısaldığını, sağa doğru gittikçe uzadığını görüyorsunuz.
ancak yine çizelgede gördüğünüz gibi, bunların da kendi aralarında birbirine göre daha kısa ya da uzun dalga boylu olanları var. örneğin gama ışınları da, x ışınları da kısa dalga boylu, ama gama ışınları, x ışınlarından daha kısa dalga boylu...
şu bilgi de cepte dursun: kısa dalga boylu ışınlar kanserojendir, çünkü enerjileri o kadar yüksektir ki, vücudunuzdaki hücre yapısını bozabilirler. uzun dalga boylu ışınlar ise ısıtma etkisine sahiptir. mikrodalga fırınlardaki gibi...
***
biz dünya üzerindeki iletişimimizi uzun dalga boylu radyo dalgalarıyla sağlıyoruz. şu anda kullanılan radyo dalgalarının dalga boyları metre mertebesinde. 5g ile bu dalga boylarının boyutları milimetreye kadar düşüyor (ki bunlara milimetre dalgaları da deniyor. bunların uzay gözlemlerinde kullanıldığını da belki duymuşsunuzdur)
şimdi olay şuna dönüştü kısaca: canlı vücudu yüksek frekanslı ışınlara dayanıklı değil. o halde daha kısa dalga boylu, yani eskisine kıyasla biraz daha yüksek enerjili dalgalara maruz kalacak olmak bizi nasıl etkileyecek?
***
burada devreye, bunlara maruz kalma süresi giriyor. normal şartlarda kısa dalga boylu ışınlara da çok, ama çok kısa süreyle maruz kalmanız sizi bozmayabilir. örneğin van allen kuşakları... astronotların oradan geçerken harcadıkları toplam süre oldukça kısa olduğundan, ay'a giderken bu konuda bir sıkıntı yaşamaları beklenmemişti. hastanelerde de yüksek enerjili ışınlar, görüntüleme alanında kullanılıyor, biliyorsunuz. röntgen gibi...
fakat biz burada, çoğumuzun hemen hemen her gün ve saatlerce maruz kalacağı bir ışınımdan bahsediyoruz. bazılarına göre bunun bir sakıncası yok, ama mesela fareler üzerinde yapılan bazı deneyler, uzun dalga boylu ışınlara uzun süre maruz kalmanın olumsuz etkilerle sonuçlandığını gösteriyor. insanlarda da melanom, kısırlık gibi birçok rahatsızlığa neden olabileceği tahmin ediliyor. hatta kısa süreli maruz kalmada da sinir sistemi rahatsızlıkları görülebileceği düşünülüyor.
***
sıkıntımız şu ki, bu teknoloji henüz çok yeni olduğundan, hakkında yeterli araştırma yapacak zaman bulamadık diyebiliriz. aslına bakarsanız aynı şey bluetooth kullanan aletler, wi-fi teknolojisi gibi alanlar için de geçerli. beyin tümörlerinin, cep telefonuyla çok sık görüşme yapanlarda daha fazla görüldüğüne ilişkin araştırma sonuçları olduğu da biliniyor.
sonuç olarak, yaklaşık 200 metrede bir 1 tane anten bulundurmak zorunda kalınacak bir teknolojide, insanların isteseler de istemeseler de bu dalgalara maruz kalacakları gerçeği gözümüzün önünde duruyor. bunun sonuçlarının da faturasının ilerleyen yıllarda ağır olma ihtimali var. bu nedenle yeni teknolojileri denemekte çok da aceleci davranmamak gerektiği düşüncesindeyim.