kurban bayramı ramazan bayramından iki ay on gün sonra kutlanır. hac vazifesi de kurban bayramında yerine getirilir. sair zamanlarda yapılan kabe ziyaretleri ümre olarak anılır. çoçukluğumda dedem bayramdan günler önce alırdı kurbanlık koçu. son günlerini çok saltanatlı geçirirdi dedemin aldığı koç. bahçede, bir eli yağda, bir eli balda yediği önünde yemediği ardında üç beş günlük bir saltanat. kurban kesmek ise bir sanattı o zamanlar. akan kanın birikeceği ve yenmeyen kısımların gömüleceği çukur önceden hazırlanır, bayram sabahı hayvancığın gözleri bağlanıp seve okşaya o çukurun başına getirilir, dünyanın en uhrevi melodilerinden biri olan ıtri'nin salavatı mütemadiyen tekrarlanarak rahatlatılır, hayvan acı çekmesin diye saç telini bölecek kadar keskinleştirilmiş bıçakla kesilirdi. sonra et dağıtma faslı, ayıptır diye sakatat konu komşuya fakir fukaraya dağıtılmaz, günahtır diye atılmaz, evde pişerdi. kaybolmadan gidebileceğimiz mesafedeki fukara ve akrabaya biz çocuklar götürürdük. şimdi televizyonlarda görülen barbarca sahnelerin hiç biri yaşanmaz, dereler kızıl kana bulanmaz, hayvanın yenmeyen yerleri ortada bırakılıp günlerce sokak hayvanları tarafından oradan oraya sürüklenmez, üstünde sinek bulutları olmazdı. dünya çok hızlı değişiyor. artık kurban bayramlarında eve kapanıyorum. dagda bayırda kestikleri hayvanın üstüne akbabalar gibi çullanmış, senin payın benim payım çekişmesi yapan insanları görmek istemiyorum. kurban bayramı alma bayramı değildir, verme bayramıdır.