1. ancak parçacık seviyesinde, mekana temas ile hissedilebilecek kavram.
    , varoluşumuza ilişmiş zaman hakkında,

    "varoluşumuzu bir veba misali saran eziyetlerden en hafifi olmasa da biri, zamanın daimi baskısıdır. bu zaman baskısı soluk almamıza izin vermez, gaddar bir öğretmen gibi elinde kamçıyla kovalar herkesi. bir tek, can sıkıntısına teslim olmuş olanlara zulmetmez." der.

    doğruluğu su götürmez bu eziyetin. fakat burada zaman; insanın ta kendisidir. dünüyle, bugünüyle, yarınıyla. ve bu baskı, tamamen insan zihninin bir ürünü olarak karşımıza çıkar. herkes için değişken bu eziyeti; türdaşlarının kişi üzerindeki baskısı, kişinin kendi üzerindeki baskısı iyi açıklar. misal beklentiler. kişinin sürekli tepesinde dolanır. kendisinden bir şeyler bekler, başkalarından bir şeyler bekler. görünmez tonlarca yük altında kıvranır durur. ölüme yaklaştığı her gün, beklentilerinin karşılanmaması eziyete dönüşür. ölüm düşüncesi, zamanın bir eziyete dönüşmesinin müsebbibidir aslında. toprağa karıştığında, bedeni zamanın akışı içinde başka canlıların yaşamına katık olacak kişi; zamanı suçlar. şayet ölümden münezzeh olsaydı, yine suçlayacak bir şeyler bulurdu acılarına sebep. çünkü kendi yarattığı kaos hep acılara gebedir.
    zaman dediğin dününle yarınını, anının içine katarak bir arada tutan bir çizgi. çizgiyi acılarınla boyayan bittabi sensin. senin türün.
    #213641 kafakulagi | 4 yıl önce
    0kavram