1. "ve bu yüzden, diyalektik yöntem, hareketin iki biçimi olduğunu söyler: evrimci ve devrimci [hareket].
    "ilerici unsurlar, günlük etkinliklerini kendiliklerinden sürdürdükleri ve eski düzeni, küçük, nicel değişimlere uğrattıkları zaman, hareket evrimcidir.
    "aynı unsurlar, birleştikleri, bir tek görüşle donandıkları ve eski düzeni yok etmek ve yaşama nitel değişiklikler getirmek, yeni bir düzen kurmak amacıyla düşman kampını süpürüp geçtikleri zaman, hareket devrimcidir.
    "evrim, devrimi hazırlar ve ona ortam yaratır; devrim, evrim sürecini tamamlar ve onun daha ileri etkinliğini kolaylaştırır.

    josef stalin


    diyalektik kelimesi yunanca "dialegein" kelimesinden geliyor. "dialegein" ise "tartışmak" ya da "karşıt fikirlerin savaşımı" anlamına geliyor. diyalektik kelimesi felsefede geçmiş yüzyıllardan günümüze varan süreçte birçok değişikliğe uğrayarak anlamı çoğaltılmış ve değiştirilmiş bir kelimedir ve birçok felsefi kelime gibi diyalektik de içerisinde yüzlerce felsefi terimi barındıran bir kelimedir. bildiğimiz gibi kelimeler aslında var olan ya da var kabul edilmiş "şey"lere isim vermişlerdir-verirler. diyalektik kelimesi de böyledir. diyalektiğin kök anlamı-anlamları olan "tartışma" ya da "karşıt fikirlerin savaşımı" durumlarını düşünürsek; tartışmalar ve savaşımlar birden çok varlığı gereksinir. diyelim ki üç kişi bir konu hakkında tartışıyorsa o tartışmada üç deneyim-üç bilgi-üç varoluş vb. birbiriyle diyaloğa girecek ya da çatışacak ya da bilgi alışverişinde bulunacak ya da, ya da... sonuç olarak tartışmanın bir başlangıcı-ortası ve sonu olacak. diyalektiğin ilk anlamı bu süreci tanımlamak için kullanılmış. bu süreci basitleştirerek süreci-diyalektiği "fikir-karşı fikir-yeni fikir" olarak tanımlayabiliriz.

    buradan sonra, felsefede heraklit karşımıza çıkıyor ve "aynı ırmakta iki kere yıkanamazsınız" diyor ve heraklit'in varoluşa dair söz ettiği "kaçınılmaz/mutlak değişim" varoluşun "hareket haline" ve bu "hareket halinin varoluş sürecinde yaptığı değişikliğe" vurgu yapıyor. diyalektik kavramı bu noktada "hareket" ve "hareket sonucu kaçınılmaz/mutlak değişim" anlamlarını da kapsar bile hale geliyor. bugünden baktığımızda heraklit'in diyalektiğe bu şekilde katkısı olmuştur diyebiliyoruz.

    en başta bahsettiğim gibi "diyalektik" henüz kelime olarak yoktur ama dönemin filozofları farklı açılardan diyalektik üzerine düşünmektedir aslında. diyalektiğin ilk önemli düşünürüyse hegel olmuştur ve hegel, idealist bir düşünürdür. yani diyalektiğin doğuşunda, sonradan marx'ın diyalektiğe yüklediği maddeci bakış açısı ya da maddeci anlam henüz yoktur. hegel, diyalektiği "tez-anti tez ve sentez" olarak kurgular. ama bu kurgu idealist bir temel üstünde yükselir. idealist düşüncenin felsefedeki "teklik, durağanlık, sezgicilik vb." gibi yaklaşımları; kısacası varoluşun ana ögesinin "düşünce" olduğu kanısı "diyalektik" anlayışın kurgusunu da aynı nitelikleri barındırır hale getirir.

    marx, "diyalektik" fikrini hegel'in diyalektiğinden bir başka boyuta taşıyacak ve diyalektiğe o da hegel gibi kendi felsefesini aşılayacaktır ve marx'ın diyalektik anlayışı hegel'in diyalektik anlayışından marx'ın maddeci felsefi yaklaşımı nedeniyle özce tamamen ayrılacaktır. marx'ın diyalektiği, hegel'in aksine varoluşun ana ögesini "düşünce" değil "madde" olarak kabul eder ve diyalektik kavramı, marx'la birlikte bugüne gelen anlamını bulur,

    diyalektik anlayışa göre, bir tohum sadece tohum değildir. tohum sadece tohum olsaydı hep tohum olarak kalırdı. bu yüzden tohum, hem tohumdur hem de başka bir şeydir. tohum bitkiye dönüşür, tohum yok olur. bitki ürün verir, bitki yok olur, ürün olur. tohum bitkiye dönüşür, tohum yok olur, bitki ürün verir, bitki yok olur, ürün olur..... varlık ve yokluk iç içedir. her şey devingendir ve sürekli değişim ve gelişim içindedir.

    diyalektik anlayışa göre bazı kesinlikler:

    - karşıtların savaşımı, düşüncenin ve yaşanan her değişikliğin devindiricisidir.
    - gerçek, parça parça değildir, gerçek bir bütündür.
    - her şey birbirine bağlıdır ve karşılıklı etki ve evrensel bağlantı içerisindedir.
    - her şey durum değiştirir ve evrensel değişme ve kesintisiz gelişmeye tabiidir.
    - karşıtlar arasında birlik vardır ve her şey kendi içerisinde zıddını da barındırır.
    - her şey birbirine bağlı olduğu için hiçbir oluş ya da değişiklik rastlantısal değildir ve nicel değişiklik (evrim) ve nitel değişiklik (devrim) arasındaki bu ayrılmaz bağ, doğa ve toplum konusunda evrensel bir yasadır.
    - değişme evrenseldir, gelişme kesintisizdir.


    (yararlanılan kaynak: felsefenin temel ilkeleri)

    #2110 ma icari | 8 yıl önce
    0felsefe terimi