5 ekim 2020 ekşisözlük boykutuyla yaklaşık bir haftalık bir kavimler göçüyle karşı karşıya kalan, son 3 günse ekşiden gelenler-eski yazarlar olarak bir savaşa sürüklenmek istenen, laf çarpıtmanın, saygısızlığın; söz dinlememenin, yalnızca konuşmak için konuşmanın; şekilciliğin ve kibrin, sinirin tavan yaptığı sözlüktür. sanıyorum ekşi refleksiyle bir sinir hali, her yazılana cevap verme dürtüsü alışkanlık halini almış. hatta öyle ki, bu her şeyi gündem yapma hastalığı ne kadar karşılık bulamıyorsa o kadar daha da çoğalmış.
bir bakıyorsun, herkesçe farklı yorumlanabilecek bir sözün arkasından çok sert ithamlarda bulunuluyor ve 3 gün bunun siniri soğumuyor. nick altında, farklı başlıklarda, hatta silineceği bile bile formata aykırı yeni başlıklarda ve ırkçı başlıklarda tepki gösteriliyor.
sonra bir bakıyorsun, birisi diyor ki, benim eksilenmemem lazım; beni çekemiyorlar, güzel bir kadının böyle şeyler yazmasını çekemiyorlar diyor. halbuki evet, ben de katılıyorum çok güzel şeyler yazıyor. ama eksilenmek de yok mu bunun içinde? insanların onayına bir şey sunup negatif her sonucu itemeyiz, o zaman gidip word dosyası açıp orada yazmak daha iyi olurdu.
özetle, yazarlarının biraz daha sakin olması gereken sözlüktür. her şey sizin istediğiniz gibi olmayabilir. kulzos'u daha iyi bir yer haline getirmek için yazdığınızı sanıyordum, polemikle boğup, herkesi soğutmaya çalışmanız bunun tam tersini gösteriyor oysa ki.
sözüm sadece ekşiden gelenlere değil, ben de onlardan biriyim. kulzos'un her ferdine: