Dört yıl önce yüz yaşındayken kaybettiğimiz tarih insanı. Cumhuriyetin ilk meyvelerinden biri. Ankara dtc (dil ve tarih-coğrafya) fakültesinde okumuş ve dtcf için önemli biri haline gelmiştir. Hatta sadece dtcf için değil osmanlı tarihi ile ilgilenen herkes için.
Yedi dili çok etkili bir şekilde kullanıp eski belgeleri okuyabilecek kadar filoloji bilgisine ve o dillerin etimolojisine hakimdi. Cambridge tarafından da sosyal bilimlerin en etkin iki bin bilim insanından biri seçilmiştir. Chicago üniversitesinde adına kürsü kurulmuş ve dünyanın pek çok yerinde fahrî doktora sahibi olan biridir.
Tarihi ele alış şekli annales okulu ekolüne göre şekillenmiştir. Ayrıca kendisini diğer osmanlı tarihçilerinden ayıran şey de belgelerle konuşmasıdır. Tabii böyle dediğiniz zaman "e zaten tarihçiler belgeler ile konuşur." Gibi bir cevap verilebilir. Halil inalcık ilk defa devlet arşivlerine girip orada yıllarını harcamış. Onlarca tahrir defteri incelemiş ve ekonomik-sosyal yaşamı araştırmıştır. Ondan önce batıda oryantalizmin dayanakları varken (venedik balyoslarının hatıratları vs.) Ondan sonra bunlsr akademik çevrelerde zırva olarak görülmeye başlandı. Kendisi türk tarihinin bir kısmını dünyaya tanıtarak benim diyen vatanperverlerin bile yapamayacağı veya önemsemeyeceği bir işe imza atmıştır.
Çok sofistike zevkleri olan ve bilgiye tapan bu adamın kitaplarının hangilerini saysam bilemedim ama okunması gereken ilk kitabı "osmanlı imparatorluğu: klasik çağ (1300-1600)" adlı kitabıdır. Yaklaşık 30 dile çevrilen bu kitap yanlış bilmiyorsam bin civarında da atıf almıştır.