1. birçok kişinin yapılan yürüyüşleri eleştirerek "göze sokuyorlar, kimsenin umurunda değil ne olduğun, git evinde ne yaşıyorsan yaşa" minvalinde tepkiler gösterdiğine tanık oluyorum. öyle ki "göze sokuyorlar lafından nefret etmeye başladım.

    eşcinsel değilim ancak dışarıdan, sosyal medyadan ve tanıdıklarımdan gördüğüm kadarıyla yaşadıkları zorluk ortada. iş yerinde, sosyal çevrede ve hatta sokakta yürürken sırf eşcinsel oldukları için şiddete ya da ayrımcılığa maruz kalabiliyorlar. yani eşcinseller, toplumun dezavantajlı gruplarından. siz bir şey demiyor olabilirsiniz ancak siz yürüyüşü göze sokmak olarak yorumlarsanız, toplumun büyük bir kısmı el ele tutuşarak yürüyen iki eşcinseli de göze sokmak olarak yorumlayacak ve dışlamalar başlayacaktır.

    yürüyüş, eylem, kampanyalar vs. dışlanan grupların seslerini duyurma yollarıdır. "böyle şeylere maruz kalıyoruz ama bir çok'uz, maduruz ancak güçlüyüz ve normal insanlarız" şeklinde kendi seslerini duyurma yollarıdır. bu ses duyurma çabaları olmadan toplumun büyük bir kısmı "onlar da normal insan" farkındalığına erişemeyeceklerdir. o yüzden göze sokmak olarak yorumlanan eylemler, gerekli eylemlerdir.

    birkaç onyıl öncesine kadar "ama zenciler de zenci olduklarını çok gözümüze sokuyor" yorumu ne kadar saçmaysa, şu an bu yorumlar da o kadar saçma.

    not: yürüyüşlerde halkın daha çok tepkisini çeken görüntüler vermek işlevsel mi, yürüyüşün işlevine ne kadar uygun vs. bunlar tartışılacak ayrı konular.
    #204355 uzu vian cerbon | 4 yıl önce
    0kavram