abraham maslow’un İhtiyaçlar Kuramının son basamağı. Kuram, Maslow’un maymunlar üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda oluşmuştur. Gözlemleri sırasında Maslow, maymunların, bireysel ihtiyaçlara dayanan önceliklerinde alışılmadık bir davranış biçimi sergilediklerine şahit olmuştur. Örneğin, maymunlar yemek ve oyun arasında bir seçim yapmak zorunda kaldıklarında çoğunlukla yemek yemeyi öncelemektedir. Maslow, benzeri deneyleri sonucunda 1954 tarihinde, “Güdülenme ve Kişilik” isimli yayınıyla, bireylerin ihtiyaçlarını nasıl doyurduğuna ilişkin teorisini tanıtmıştır. Bir hümanisttik psikolog olarak, yaptığı gözlemlere dayanarak, bireylerin ihtiyaç tanımlama ve tatminde genellikle aynı sırayı izleyen bir düzenlilik olduğunu öne sürmüştür. Ayrıca, bir kişinin hiyerarşideki öncelikli ihtiyacını büyük ölçüde gidermeden ya da yeterince tatmin etmeden bir sonraki ihtiyacına geçişinin mümkün olmadığını gözlemlemiştir. Bu bağlamda Maslow, ihtiyaçların beşli bir hiyerarşik yapılanma içinde bulunduğunu belirtmiştir: fizyolojik, güvenlik, aidiyet, öz saygı ve kendini gerçekleştirme.
Bunlar tek tek kuram başlığında açıklanmıştır.
Başlığımıza konu olan ihtiyaç, diğer tüm ihtiyaçları olumlu bir şekilde tamamlayan ve kaybetme riskini geride bırakanlar için geçerlidir. Kendini gerçekleştirme aşamasına gelen bireylerin genel özellikleri şunlardır: spontan, problem odaklı, gerçekçi, özerk ve bağımsız, kendi iradesine göre davranan, başkalarının beklenti ve düşüncelerine bağlı olmayan.
Referans nasıl veriliyor bilmiyorum ama başlığın ilk girdisinde (#203641) bahsi geçen mutluluk ve kendini gerçekleştirme arasındaki bağı ortaya koyan aristoteles ve adı anılmayan platon (köle olmayan) insanı idealize ederek insanın tüm zamanını beden ve zihni gelişimine adayarak mutlu olacağını, yani kendini gerçekleştirmenin kültürel gelişim ekseninde mümkün olduğunu iddia ederdi. Bu varsayım maalesef o günün bile gerçekliğinden çok uzakta bir yere düşer.
ama Birçok teorisyene göre modern kültür, kendine yeten bir kültürel yeterlilik yaratarak özerkliği teşvik etmek gibi çeşitli meydan okuma imkanları sağlayarak kendini gerçekleştirmeyi kolaylaştırmada önemli bir rol oynamaktadır. Fakat bir ama daha özellikle geç modernite döneminde kendini gerçekleştirme fırsat ve risk arasındaki dengeden anlaşılır. Kendini gerçekleştirme toplumsal bir süreç olduğu için fırsatlar ve riskler ortaya çıkar. Bu dönemde kişilikler, başkalarıyla etkileşim yoluyla oluşur ve bugünün gençleri için, kendini gerçekleştirme, internet yoluyla iletilen iletişim aracılığıyla fırsatlar (kimlik, samimiyet, sosyal olma için) ve riskler (gizlilik, yanlış anlama, istismar konularında) arasında müzakereyi arttırmaktadır. Bunun da nasıl ilerleyeceği henüz bilinmektedir.