1. Eskiden üreten bir Türkiye vardı, yani Sümerbank fabrikaları, şeker fabrikaları, süt endüstrisi kurumu, Tariş vb. her biri bir üretim tesisi idi, bu tesislere hammadde sağlayan çiftçi de bu tesisler ürettiği müddetçe üretimi kendine bir borç görüyor, işine daha sıkı sarılıyor ve işini gelecek nesillere de miras bırakıyordu. Türkiye cumhuriyeti, kapitalist esaslara dayalı kurulan bir devlet değildir, Türkiye' nin rejimi Kemalizm'dir. Bu nedenle de devlet cumhuriyet tarihi boyunca elini vatandaşın üzerinden çekmemiştir, yani Keynesyen ekonomi modelinden çok önce Türkiye'de sosyal devlet anlayışı oturmuştu, ancak yıllar içerisinde bu tesislerin pek çoğunun önce özelleşmesi, sonrasında özel sektörün kendi kârını arttırmak adına daha az işçi çalıştırması, çalışanlarına bu kurumlar kadar değer vermemesi ve onların motivasyonunu kırması, çiftçiyi destekleme alımı yapılmaması üretimi köreltmiş ve bu devasa tesislerin ürettiği ürünler cazibesini kaybetmesi dolayısıyla küresel ölçekteki rakipleriyle baş edememişler ve pek çoğu atıl hale gelmiş ve heba olmuşlardır. Ve bu neslin çocuklarının pek çoğu da maalesef umudu üretimde aramak yerine KPSS benzeri sınavlara girerek veya özel sektör içerisinde hizmet sektöründe çalışmakta aramışlardır. Paramızın değerlenmesi için çözüm ise yapısal reformlarda gizlidir, yani alın teri, Güney Kore'nin ve Çin'in yıllar önce yaptığı gibi bu markalar bir dünya değeri olabilirdi, çözüm nedir diye soruyorsanız eğer, bir çiftçi evladı olarak şunu söyleyebilirim ki devletimiz çiftçiye doğrudan destek vermek yerine destekleme alımı yapmalı, dünyada adı duyulabilecek marka ve teknoloji üretimine destek vermeli, özel sektörün üretimden imtina ettiği alanlarda üretim görevini üstlenmeli, yani halkı üretime teşvik etmeli, kapitalist A.B.D. bile 1929 buhranı sonrası resesyondan kurtulabilmek adına yaptığı transfer ödemelerinde bile insanları üretime teşvik etmiştir. Ve Türkiye, tekraren söylüyorum kapitalist değil Kemalist bir ülkedir. Türkiye'de anayasal düzen Kemalist esaslar üzerine inşa edilmiştir. Bu düzenin en önemli ilkelerinden biri de halkçılıktır. Türkiye emeği ile dünyada kabul gören bir ülke konumuna tekrar yükseldiği, çalışanına liyakatine göre değer vermeyi sürdürdüğü zaman, gerçek manada yabancı paraların reel değerlerinin düştüğü görülecektir.
    #203308 bahriyeliilahiyatci | 5 yıl önce
    0ekonomi terimi