genellikle utilitaryanizm'in başat figürü olarak görülse de esasında bentham'ın utilitaryanizmine eleştiri getirip çok daha makul bir ahlak teorisi ortaya koymuştur.
bentham'ın teorisi (bugün klasik eylem utilitaryanizmi olarak anılır) tekil eylemler üzerinden yapılan haz hesaplamalarına dayanır ve bu hazlar arasında kategorik bir ayrım tanımlamaz. bentham'ın 'en büyük mutluluk prensibi' hazzı maksimize edip zararı veya acıyı minimize eden eylemlere işaret eder. bu düşüncedeki hamlığı ortadan kaldırmak adına mill 'zarar prensibini' ortaya koyar. zarar prensibine göre de bir insan, diğer insanlara zarar vermediği sürece istediği eylemi yapmakta özgürdür. yani mill, bentham'ın utilitaryanizmi'ni 'negatif' bir çerçeveye taşır.
mill ayrıca bentham'ın yapmadığı kategorizasyonu yaparak hazları yüksek ve düşük seviye hazlar olarak ayırır. ona göre entelektüel haz, güzel bir elma yerken alınan hazdan daha kıymetlidir. dolayısıyla ikisine de 'bir birim haz' demek doğru olmaz.
zarar prensibi üzerinden mill'in tam olarak bir eylem sonuççu (yani bir eylemin ahlaki olarak doğru veya yanlış olmasının dayanağını o tekil eylemin sonuçları üzerinden açıklayan türde bir ahlaki sonuççu) olmadığı ortaya çıkar, yirminci yüzyıl ahlak filozofu j. o. urmson bu meseleye işaret ederek mill'in bir 'kural sonuççu' olduğunu iddia eder. kural sonuççuluk ise bir eylemin ahlaki doğruluğunun veya yanlışlığının, o eylem türünün doğru kabul edilmesi durumunda ortaya çıkacak olan sonucun 'iyi bir sonuç' olup olmaması üzerinden belirlendiğini savunur. mill'in tam olarak bu tanıma uyduğunu söylemek oldukça zor olsa da, tartışmanın diğer tarafında yer almadığı da açıktır.