Gerçek bir Türk kadını, Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusu idi, Ecevit ailesini yakınından tanıma şansını yakalamış eşimin tabiri ile "Karaoğlan" adının dağa taşa yazıldığı dönemlerde dahi mütevazi hayatından ödün vermeyen Türk aydını. Mütevazi diyorum çünkü, Türkiye' de bir insanın yükselebileceği en üst noktalara yükseldiği dönemlerde dahi devletin makam araçlarını gereksiz yere kullanmamayı tercih etmiş, boğaza nazır köşk ve kasırlarda yaşamak yerine hayatını Ankara Oran' da bulunan dairesinde sürdürmüş, şatafatlı törenler yerine evinde kendi elinin değdiği sofralarda misafirlerini ağırlamayı tercih etmiş bir hanımefendi. Aydın diyorum çünkü, savunduğu değerleri (bkz: demokratik sol düşünce) (bkz: atatürkçülük) özümsemiş Atatürk Türkiye'sinin yetiştirmeyi hedeflediği Türk kadını, Türk aydını. 2018 yılıydı sanırım, kitap fuarının bir köşesinde otururken gördüğünde onu, eşimin gözleri dolmuş, yanına koşmuştu, inanır mısınız çevresinde bir tek koruma dahi yoktu, eminim ki kendisi devletin polisini, görevlisini, o halinde dahi görevinden alıkoymak istemediği için, yıllarca iç içe yaşadığı halkı ile arasına engel koymamak adına korumalar ile gezmiyordu. Ruhu şad mekanı cennet olsun.