dünya polis teşkilatları derneği bir gün alman, fransız ve türk polislerin katıldığı bir yarışma düzenler. buna göre ormana bir yaban tavşanı bırakılacak ve en organize, en çabuk şekilde tavşanı bulup görevlilere teslim edecek teşkilat büyük ödülün sahibi olacaktır.
bütün hazırlıklar tamamlandığında yarışma başlar. fizik gücü yüksek, disiplinli alman polisleri ormana girer, sağlı sollu koşuşturmacalar, değişik tuzaklarla birlikte yakalanması hayli zor olan yaban tavşanını 5 dakikada yakalayıp görevlilere teslim ederler.
sıra gelir fransız polislere. kartezyen yöntemi benimsemiş fransızlar, "biz yaban tavşanı olsak nereye saklanırdık acaba?" şeklinde düşünüp arayarak, 3 dakikada tavşanı bulup görevlilere teslim ederler.
türk polisler son yarışmacı olarak koşturarak ormana dalıp ortalıktan kaybolurlar. aradan yarım saat geçer, ardından bir saat, iki saat derken ekipten ses seda yoktur. yetkililer tam başlarına bir şey geldi endişesiyle peşlerinden ormana girmeye hazırlanıyorken türk polisler çıkagelir. ters kelepçelenmiş, ağzı burnu kan içinde bir boz ayı da onlara eşlik etmektedir. yetkililer şaşkınlıkla sorar:
- onca saattir neredeydiniz arkadaşlar? tavşan nerede? bu ayı da neyin nesi?
- (türk polislerin lideri öfkeyle boz ayıya bağırır) konuş ulan!
- (boz ayı ağlayarak) ben küçük bir yaban tavşanıyım!.. ben küçük bir yaban tavşanıyım!..