1. mahallemizde bi doktorun oğlunda vardı. evine çağırır bizi de oynatırdı. çağırmadığı zamanlar giriş katında oturdukları için camlarından onun oynamasını izlerdik. teknolojiyi sağlam takip eden bir aileydi. çağrı cihazını ve oyunlu kol saatini de ilk onlarda görmüştük.

    babama yalvara yakara bir hal oldum. ilkokuldan mezun olunca almayı kabul etti. o daha bilgisayarı almadan ben harçlıklarımla oyun kasetleri almaya başlamıştım bile.

    okul bitti. söyleye söyleye bir gün kabul ettirdim. babam ve ortağıyla birlikte bakırköy'de bir bilgisayarcıya gittik. ortağı kefil olmak için gelmişti. 10 taksit ile makineyi aldık. eve nasıl gittik hatırlamıyorum. kutusunu açtım bir kağıt çıktı "1 saat çalıştıktan sonra 10 dakika kapatın"
    ne kapatması ben onun hayaliyle yaşamışım. kız kardeşimle oynuyoruz. kafa ayar ustası oldum falan.

    aradan zaman geçti. bizim teyp ayar tutmuyor. onlarca dakika gök kuşağı gibi rengarenk ekranı izliyoruz kaset bitiyor oyun yok. kardeşim yan komşunun da commodore 64'ü olduğunu söyledi. annemize söyledik. minnet rica teybi ödünç aldık. bir, iki, üç derken bir gün o ödünç aldığımız teybin kafa ayar vidası çıkıp teybin içine kaçıverdi. kardeşimin beti benzi attı. çünkü yan komşunun kızları onun arkadaşları. ben tornavidayı aldım bütün teybi söktüm. kardeşim bir ağlıyor ki sormayın. o vidayı geri yerine takıp teybi kapattım. operasyon başarılı da olsa teybin bazı yerleri çizildi. öyle verdik. bi daha da istemedik.

    sonra bizim teyp geri oyunları açmaya başladı.

    o cihaz hala annemlerin evde pırıl pırıl durur. 5 yıl önce falan kardeşim diğer küçük kardeşimle açmış gülerek oynuyorlardı.

    hatırladığım oyunlar;
    - micro prose soccer
    - samantha fox strip poker (sayesinde poker öğrendim)
    - donkey kong
    - river raid
    - international soccer
    - space ınvaders
    - manyak gibi oynadığım emily hughes soccer
    #199264 tornado | 4 yıl önce
    0bilgisayar