akira kurosawa'nın yaratıcılığında ayrı bir yeri bulunan 1950 yapımı film. bazı önemli felsefik meseleleri irdeleyen bir başyapıt olsa da zamanında "fazla batılı" bulunmuş ve eleştirilmiştir.
Filmin nihai mesajı, temelde "gerçeği söyleyemeyeceğimizdir". bu friedrich nietzsche'nin iktidar arzusunun gerçeği yapısızlaştırması fikrinden tutun, richard rorty'nin her şeyin "bulunduğu" yerine "yapıldığı" fikrine kadar, zaten önümüze çokca konmuş bir sorunsaldır. kurosawa'nın filmi ise, gerçeğin insan yapımı olduğu şeklindeki eski fikri ortaya çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda onu felsefenin tek başına yapamayacağı bir şekilde dramatize eder ve yoğunlaştırır. filmin tarzı, performans, mizansen ve benzeri şeyler aracılığıyla gerçeği kavrayamamanın nasıl bir his olduğunu anlıyoruz: birbiriyle çatışan hikayeler flashback aracılığıyla sunulurken, gerçeğin hafıza ile ilişkisindeki önemli sorun tekrar gündeme geliyor.