homo sapiens'i insan yapan ve bugüne getiren düşünme organı. evrimsel süreçte insanın beyin kapasitesinin artması onun beynini daha fazla kullanmasının bir sonucu değildir demek sanırım yanlış olmaz, zira bilmekteyiz ki doğumdan sonra kazanılan fiziksel mutasyonlar değil ancak eşey hücrelerinde ortaya çıkan genetik mutasyonlar yavrulara aktarılabiliyor. teorik olarak her yavru aslında ebeveynleri ile -aşağı yukarı- aynı genetik potansiyeli taşır ve kültürel/eğitimsel olarak aile içinde bu yönde teşvik edildikleri ve daha kaliteli beslendikleri takdirde ancak ana ve babalarını -ve dolayısı ile de kulağı- geçebilir; eğer bir yatkınlık varsa sebebini öncelikli olarak homo sapiens'in genetik potansiyelinde aramak lazım. elbette burada evrimsel mantığa göre; büyük beyinli ve dolayısı ile muhtemelen daha zeki olanın uyum sağlama ve hayatta kalma potansiyelinin yüksekliğine bağlı olarak soyunu devam ettirme ve yaygınlaştırma ihtimalinin şans ve -ters yönlü- rastlantı ile dengelendiğini var sayalım, sonuçta bunlar objektif biçimde hesaplanabilir faktörler değiller. hem ayrıca, zika virüsünün beyin üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu biliyoruz, neden beynin evrimsel macerasına olumlu yönde etki edecek -beyin hacmini arttıran- başka virüsler de var ol(a)masın ki...
insan beyni tükettiği enerji, vücuda oranı, hayatiyetine rağmen tek olması ve hücrelerinin kendini yenileyememesi gibi bazı açılardan aslında verimsizdir; biz beynimizi onu fazla kullanarak yaratmadık/geliştirmedik, sürekli hacmi artabilen* ve daha verimli kullanmanın yollarını keşfettiğimiz** bir beyne sahip olduğumuz için bugün bizi insan yapan pek çok şeye sahip olduk. yoksa taşı taşa vurup keskin taraf yaratmak, bambu veya kamış ile arı kovanından bal hüpletmek için bugünkünün üçte biri hacim de yeterli. bugün bir homo sapiens yavrusunu amazon ormanlarına bırakın, 40 yıl sonra -eğer hayatta kalabilirse- onu yeniden bulduğunuzda, modern insanı insan yapan çoğu -hatta hiç bir- özelliğe sahip olmadığını görürsünüz.
peki bu bizi hangi noktaya götürür: aslında beyin hacmimizin evrimsel süreçteki artışı sırasında fırsattan istifade ile ürettiğimiz ve sürekli olarak yeni nesillere/yavrularımıza öğreterek yeniden ve yeniden var ettiğimiz, işlevsel kültürel unsurlar olarak tanrılar, inanç sistemleri, ideolojiler, ateizm vb. lerine sürekli beyin hacmi artan homo sapiens/insanın geleceğinde yer yok; bugünden yarına tek aktarılabilen düşünsel ürünümüz bilim ve bilimsel düşünce olacak. homo sapiens'in geleceğinde telepati ve telekinezi var; hepimiz kocakafalı, dişsiz ve kılsız küçük yeşil adamlar veya atomlarını onunkilerle aynı frekansta titreştirerek duvarın içinden geçebilen birer x-men olacağız, elbette mutasyonların tanrısı, genetik potansiyelimiz ya da bilim etiği izin verirse...