knov'un mental çöküşü kimilerimizin gerçek yaşamda karşılaştığı bir durumu yansıtmaktadır aslında. knov'un kendine has bir nen tekniği var ve bu onu düşmanları için önemli bir tehdit haline getiriyor. gücü supporting team diyebileceğimiz görev için daha uygun bakıldığı zaman. fakat chimera ant'lerle girdiği(daha doğrusu giremediği) savaştan önce kendi hakkında bilmediği bir şeyle karşılaşıyor: bir korkak olduğu. kimi insanlar uygun şartlar altında serpilip gelişir ve meyve verir, kimileriyse stresli şartlara rağmen onları iten bir amaçları olduğundan gelişmeyi sürdürürler. bence, knov ne yazık ki birinci kategoriye dahil, ikinci kategoriyeyse gon'u koyuyorum(bu arada söylemeden geçemeyeceğim, shoot'un ilk karşımıza çıktığındaki cesaretsiz ve kararsız profili youpi ile olan dövüşünün son kısmında epey değişiyor bir kral muhafızının aurasına maruz kalmasına rağmen. ama belki de olay shaiapuof'un aurasındadır, çok şeytanidir filan, onu bilemeyeceğim. ama hatırlamakta fayda var, morel de aynı auraya maruz kalmıştı.). yanlış hatırlamıyorsam, netero knov'un nen kullanım yeteneğini kendisiyle eşit seviyede görüyor, ama görüldüğü üzere yetenek yeterli gelmiyor bazen. knov bana ilk iki midterm'ü ortalama seviyede gelince pes edip finale çalışmayı bırakan, gon ise yine aynı şartlarda olup varını yoğunu ortaya koyan bir öğrenciyi çağrıştırıyor.
velhasıl, knov'a yazık oldu fakat bana kalırsa eninde sonunda karşılaşacağı bir durumdu bu. evet biraz sert, birden ve alıştırmadan oldu. kara kıta'ya teşekkürler bunun için de.
chimera ant bölümünde çok fazla karakter olmasının sebebinin olabildiğince çok insani duyguyu çok da olay gerçekleşemeyecek kadar kısıtlı bir zamanda, fabl tarzında izleyiciye aktarmak olduğunu düşünüyorum. o kadar çok karakter olmasaydı, bana öyle geliyor ki savaş bitene kadar bu kadar çok yüzleşemezdik kendimizle(en azından ben). kısacası savaş onlar sayesinde daha compact olmuş. (bkz:
compact metric space)*.
chimera ant bölümleri müthiş yavaş da geçse, başlıkta daha önce de söylendiği gibi bana iyi bir felsefi altyapısı olan bir mangaka tarafından yazılıp çizilmiş gibi geldi. ek olarak atmosfer daha bir karanlık, olaylar daha bir vahşi. sonuçta da shounen kitlesine hitap etmeyen bir şey çıkmış ortaya. zaten mangaka dengesiz bilindiği üzere. shounen'i seinen'e çevirmesi de çok şaşırtıcı değil. animenin gidişatını bozmaktan çok zenginleştirmiş bana göre.
mangayı okumadım ama bence karıncaların bu kadar güçlü olması netero'yu kaybetmemizin yanında hikayenin daha da zenginleşmesine ön ayak olacak. çünkü bir yandan da shounen tarafının işlemesi gerek manganın, karakter gelişimi, mücadele ve meydan okuma lazım. bu da ancak çok daha güçlü karakterler sayesinde sağlanabilir.
ayrıca, yaşamın içinde de herkes hakettiği yerde olmuyor zaten. child prodigyler vs. bunların haketmekle filan alakası yok. doğanın içinde her zaman üstün yetenekli kişiler veya canlılar olacaktır. olaya adalet gözlüğüyle bakıp alt metni geri plana atmak bana göre yanlış.
--
spoiler --