1. Uygarlık tarihi düzleminde incelendiğinde bu coğrafya insanının salt kültür ve sanat yoksunluğundan ziyade, 'düşünmeme, sorgulamama' üzerine nasıl programlandığının üzerinde yoğunlaşmak gerekir diye düşünmekle beraber; hak vermemenin de imkansız olduğu bir itiraz/tespit.

    Alfabenin bulunduğu günümüz Suriye topraklarından tutun da, antik döneme dair birçok çevirinin araplar ile birlikte batı kültürüne angaje edilmesine kadar baktığımız ve günümüze geldiğimiz zaman, tarihte bir şeylerin ters istikamette gittiği / yaşandığı aşikar.

    Yakın tarihe gelmeden önce zannımca isa öncesi dönemdeki insan düşünüşünün organik evrimine, dört bin sene önce 'tapınak'ların ne denli ticari yaşama ve ta o günlerden beri ideaların nasıl tektipleştirilerek, nerelere indirgendiğine dönmek gerekir. 18-20 yy. lar arası dönemlerde, küresel hegemonik popüler ideolojinin, bin yıllardır süregelen bir tektipleştirme politikalarının tezahürü olması ve günümüze sirayet etmesi, 'tesadüf' demek için biraz masum bir argüman olmaz mı ?

    Adına ister 'din', ister 'ideoloji' deyin, veyahut başka bir kuramsal etiket, özetle ne derseniz deyin; düşüncenin de, inanışın da, ait olma içgüdüsünün de sosyolojik etkileri düşünüldüğünde, bu tespitleri yapmak için ve günümüz insanının esasen farkında olduğu ve 'bu durumu' neticesinde mutlu olduğu gerçeğini de anlamak için çok derin keşiflere çıkmaya gerek yok.

    Kültürlü, sanatsever, entelektüel gibi kavramların tanımı esasen nispeten aynı olmakla beraber; içeriği veya görünen yüzleri değişti. Bu ülkede bir dönem gibi adamlar entelektüel olarak kabul edildi; , , gibi insanlar, hiç ama hiçbir birikim, sosyal kapital gerektirmeyen, kahvehane dedikodusundan ileri gidemeyecek nitelikteki söylemleri / yazıları neticesinde ve bir şekilde günümüz insanının tahayyül ettiği 'cesur' kavramına kıyısından köşesinden dokundukları için siyasi bir figür / bilirkişi / gazeteci olarak lanse edildiler ve ne yazık ki kabul de gördüler. Koyunun olmadığı yerde keçi misali.

    Toplumumuzda insanların okumuşluk düzeyi de önemli bir kriter. Hele hele akademik bir unvana sahipseniz. Siyasi duruşumdan bağımsız olarak söylüyorum; bu ülkede (bkz: ) gibi adamlar, sırf bitaraf oldukları için entelektüel, otorite olarak kabul edildi. "Ağbi, adam koskoca profesör; he siz biliyorsunuz ama o bilmiyor he mi ?" Haydi oturun da cevaplayın şimdi. Geçenler de (bkz: ) başlığına bir girdi yazdım; vakti olan okusun lütfen.

    Neoliberal politikaların, yıllardır çaktırmadan, sinsi sinsi geldiği ve yerleştiği dünya toplumlarında ise durum, tabii ki daha da fecaat haline geldi. Naçizane ekonomi üzerine birkaç kelam eden, birkaç söyleşide konuşan, birkaç şey karalayabilen benim gibi insanlar dahi 'arz/talep' kuramından ötürü bir şey diyemez, birtakım güncel argüman sunamaz hale geldik.

    Şimdi bu ülkede kime sorsanız (özellikle yaşamının 10 yılı aşkın bir süresini profesyonel kulüp diceyliğinden para kazanan benim gibi birisine) kimse veya türevleri için 'kaliteli' demez değil mi ? Ama ben nedense saygı duyuyorum. falan da değilim ha; yok her arz, kendi talebini yaratır falan demeyeceğim. Ben, "bir şey yapan" insana saygı duyuyorum. Ödediği bedele katlanmasına saygı duyuyorum.

    "Aman ağbi yea, selfie çubuğu yapmak da ne var amk; bak herif yaptı, parayı cukkaladı yeaaa." E yapsaydın pezevenk ? E sen de kerimcan gibi makyaj yapsaydın, ne bileyim o görünüm altında ödeyeceğin bedelleri hesaplayıp, aynısını yapsaydın ? Sen önce bir yap, aynı paraları kazanamazsan oturur iktisadi ve pr yönünden bilançosuna bakarız. Ama önce bir şey düşün ve yap. Evet, bence de rezalet; evet, bence de bırakın kültür / sanatı, rezaletin daniskası ama bir şey var ortada, üretilen bir meta var. Nihayetinde talep görmüş, ekonomi çarkları gereği parasını da kazanmış. Ne o kişiler, ne de sevenleri onun kültürlü olması ile ilgileniyor mu sizce ?

    Neoliberalizm, gözümüze gözümüze soktu commercial dediğimiz kavramı. 'Popüler olan iyidir' söylemini reddediyoruz ya; dünya değişti, kavramlar değişti, entelektüelite değişti, kültür kavramı değişti, sanat değişti. Artık ne yazık ki "popüler olan, iyidir."

    Ne değişmedi ki ? Bakın (bkz: )'a ; zamanın ülkücüsü değil mi ? Ama bugün (bkz: ) mezarından kalkıp gelse, mansur başkan' ı anlından öper değil mi ?

    Dünya değişiyor, her şey değişiyor, bizler değişiyoruz; ama evet, çok az sayıda insan kaldık artık. Belki de bizim durduğumuz yer yanlıştır he, ne dersiniz ?
    #194814 becoolnotfool | 4 yıl önce
    0tespit