kendi gerçeklerimiz biz var olduğumuz sürece diğerlerini var eder bizim yokluğumuz onların yokluğudur kendi dünyamızda. herkes kendi dünyasında bir simülasyona sahip. bizi var eden düşüncelerimiz ve onları somutlaştıracak bir güce sahip oluşumuzdur tamamen bu gücün dışında bir hiçlik oluyoruz bu simülasyonda.
kendi kaderimizi yönlendirmek için bir sürü yol var ve sonuç olarak her yolun sonu oyun dışı yani simülasyon evreninin dışı oluyor, peki bu bizim yazılmış bir kader de yaşantımızı sürdürdüğümüz anlamına mı geliyor? kendi düşüncelerimi söylemem gerekirse var olan ve yazılmış bir kaderimiz olabilir sadece biz seçiyoruz o çoktan seçmeli şıkları. çoktan seçmeli şıkların da hepsinin bir alt kümesi olan seçmeli şıklar var sonuç olarak bir simülasyonda yer alıyoruz, kendi hayatımızı o seçeneklere göre yönlendiriyoruz o seçeneklerin dışında bir şeyler seçme ihtimalimiz var mı? bunu oyun dışı olarak anlayabiliriz. (bkz: bandersnacth) bu filmi simülasyon kuramı açısından destekleyecek tarzdan bir film izleyebilirsiniz.