bugün bildiğimiz şekliyle kubbe, göğe atfedilen her türlü üstünlüğün veya hayranlığın ** yeryüzünde tasvir edilmesi amacıyla yapılmıştır. camilerde kullanımı cami kavramının oluşmasının ve kilise mimarisindeki gelişmelerin ışığında ortaya çıkmıştır. evet cami, müslüman dünyasına sonradan eklemlenmiş bir yapı türüdür. müslümanlıkta icra edilen eserler aslen mescit olarak adlandırılabilir. mescitler de tanrının her yerde olduğu kavramından yola çıkarak her yerde ortaya çıkabilir. yol kenarında büyükçe bir oyuk veya yamuk taşın gölgesi veya sadece çevresi duvarlarla çevrili toprak bir zemin buna örnek verilebilir. kilise mimarisinden bu yönleri ile kesin biçimlerde temel anlamda ayrılmaktadır.
bu mescit kavramına, bahsi geçen dinin odak noktası yani kabe en uygun örnektir. sonraları eklemlenen yapılar, minareler ve her türlü ekleme ironiktir ki kilise tasarımlarının gelişmiş bir halinin farklı bir yorumu haline gelmiştir. yine de mescit özelliğini koruması ve kubbelerden en azından odak nokta olarak kısmen kaçınması bu odağın kendi kavramı ile bağdaştığı da kesinlikle söylenebilir.
kiliselerin tasarımları ise toplumların gelişmişlikleri ile doğru orantılı olarak süslemelerin çoğaltılmasına veya yapı sisteminin gelişmesine göre alan dışı olarak çözümlenebilir. bu gelişmeler zamanla cami tasarımlarına da etki etmiş ve süslemeli, barok esintili eserlere geç dönemde rastlanmaktadır.
anadoluda rastlanan kümbet, türbe gibi yapılar bu karşılaştırmalarda ortaya konmamalı, karıştırılmamalıdır. türklerin eserlerinde kubbeler daha erken dönemlerde dairesel formdan öte, kolayca göz önüne getirilebilmesi için üçgenseldir denebilir. hatta biraz ileri gidip üçgenden türeyen bir mimari anlayış bulunuyor bile denebilir. (bkz: türk üçgeni). ancak eleştiriye fazlasıyla açıktır zira orta asyada bulunan daha yakın dönem eserlerinde oval kubbeye öykünen örtülü eserlere rastlanabilir. burada ise benzerlikler şimdilerde cami vasfına yakın görülen bu gibi yapıların batı avrupadaki belirsiz dönemlerdeki yapılarla benzerlik göstermesidir. buna katedral ve türbe mimarisi arasındaki benzerlikler demek daha doğru olabilir. *
kısa keseyim, bu benzerliklerin ortaya konması anlaşılması için yalnızca fiziksel özelliklere bakmak yeterli olmayacaktır. işleyiş açısından kiliseler ve camiiler arasında büyük farklılıklar olsa da en büyük uyuşma, yaratıcının huzuruna çıkma arzusudur denebilir. kiliselerde pagan gelenekleri halen sembolik olarak devam ettirildiği için bu arayış kabul edilebilir. sebebi ise gerek baba, gerek kutsal ruh gerekse oğul ile sembolik bir bağ kurulması ve bunun bir eşya ile veya dini bir önder ile yapılabilmesidir. gariptir ki camilerde buna kesin bir ifade ile gerek olmamasına hatta dinden çıkmaya * sebep vermesine rağmen bir çok yönelim; imamın tekil önderliği, sembolik yapı elemanları bulunması ve bunlara kutsallık atfedilmesi ile kiliseler ile oldukça benzeşmektedir.