bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
Boğuluyorum. Bir çift değil, onlarca el tarafından boğuluyorum.
Televizyonu açmaya korkuyorum. Yine hangi kadın öldü, yine hangi kötü haber var. adaleti kovalamak zorunda kalmaktan yoruldum. Sanki elimizden bir şey geliyor gibi...
İnternete girmeye korkuyorum. Yine hangi bakan ne abes laflar etmiş yine kim kime sataşmış... Hiç utanmak da yok yahu. Utanmıyorlar ya utanmıyorlar! Yalan söylemekten usanmıyorlar! Ama ben utanıyorum artık. Dayanamıyorum.
Markete gitmeye korkuyorum. Gördüğüm fiyatlar gün be gün artıyor. En temel ihtiyaçlar bile ateş pahası. Evine bir lokma ekmek götürmek için kağıt ve plastik toplayan çocuklar... ne çocukluklarını yaşayabiliyorlar ne de ileride hayatları daha iyi bir yere geliyor. Elimizden gelen hiçbir şey olmamasına kahroluyorum.
Sokağa çıkmaya korkuyorum. Karşıdan karşıya geçerken defalarca kontrol etmekten yoruldum. Yalnız olmanın verdiği gerginliği hissetmekten yoruldum.
Birileriyle konuşmaktan yoruldum. Anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. Gözlerinin önündekileri anlatmaktan yoruldum. Artık susuyorum, ağız dolusu.
Ben bu ülkede yaşamaktan, pardon, ‘hayatta kalmak’tan yoruldum.
Bu ülke ne bana, ne de benim yaşıtlarıma hiçbir şey katmadı hep aldı, hala da almaya devam ediyor. Hayır hayır, almıyor çalıyor. Günlerimizi, aylarımızı, yıllarımızı, neşemizi, heyecanımızı, mutluluğumuzu, hatta ve hatta korkularımızı (evet evet, korkularımızı: başkasının duyduğunda kalbinin duracağı şeylere alıştırdı bizi normalleştirdi, korkularımızı bile çaldılar!) kısaca geleceğimizi çalıyor. Ve bizim elimizden bunu durdurmak için hiçbir şey gelmiyor. Gözümüzün önünden akıp gidiyor zaman, ve durdurmak için hiçbir şey yapamıyoruz, İçimize içimize sessiz çığlıklar Atmak dışında...