Cismani olarak verdiği lezzet, doygunluktan ziyade taşıdığı manevi anlam önem taşır bu topraklarda. Kahvenin aksine arası yalnızlıkla değil kalabalıkla iyidir. Öyle ki iki üç dost bir araya geldiklerinde dördüncüleri olan çay hemen yerini alır bardaklarda. İki insan tanış olup birbirlerini sevdiklerinde hemen birinin diğerine çay sözü verdiğine çok defa şahit olmuşsunuzdur. Artık yeni birine çay borcu vardır söz verenin. Aslında o söz basit bir içecek sözü değil, vefa sözü muhabbet sözüdür.
Bir bardak kadar küçük olmasına karşın zaman zaman koca bir derya kadar derin olan bu çay, pek çok güzel sözün de baş kahramanı haline gelmiştir.
Bir gün çay içelim seninle. Çaylar benden, manzara senden olsun. (Orhan kemal)
Sana verebileceğim çok şey yok aslında. Çay var içersen, ben var seversen, yol var gidersen. (Aşık veysel)
Çaycı getir ilaç kokulu çaydan, dakika düşelim senelik paydan. (Necip FazıI Kısakürek)
Basit yaşayacaksın basit, sanki bir gün yaşamın sona erecekmiş gibi basit, çay, simit ve peynirIe. (YaIçın Ergi)
Her güIümseyişinde tüm üIkeye çay ısmarIayayım, seninIeyken bir yudum çay zenginIeştiriImiş uranyum gibi enerji veriyor bana. (Murat Menteş)
Duvarı nem insanı gam yıkar sözünü söyleyen atalarımıza cevap, adı bilinmeyen bir çay sevdalısından geliyor; "Neyse ki çayın demi var, hayatın gamına inat."