1. akraba evliliklerinde 3 farklı akraba adı olabilen, sülalenin direği olarak görülmesine rağmen, içi boş, kokuşmuş geleneklerin günümüze kadar getirdiği misyonları üzerinde taşımak zorunda kalan bir aile ferdi. etkisiz baba neyse, kof misyonlu dede de o.

    sağ kalan tek dedemi geçen hafta mezara gömdüm. son 5-10 yılı hastalıklarla boğuşmakla geçen, son 2 yılını bakımevinde demans pençesinde kıvranıp halüsinasyonların en boktan olanlarını beğenmekle geçirmiş, astsubay emeklisi olmasından ötürü hem kendi çekirdek ailesinde hem de geniş ailesinde terör estirmeyi "apolet" olarak gören biriydi. benim sülalemdeki aile ilişkileri hem iç içe girmiş durumda hem de balçıkla sıvandıkça unutulduğu sanılan derin sorunlar yumağı halinde olduğu için üzülmek ile kurtulduğunu düşünmek arasında gidip gelmeye devam ediyorum. 'nün ve kitaplarını elimden alıp "bunları okuyacak yaşta değilsin, ahlâkın bozulur" demesini ve yırtarak yanındaki sobanın içine attığı anı kendi ölümümden sonra da unutmayacağım. aynı mantıkla, birkaç yıl önceki bir gün annemlerin evine gelip beni göremediği için "oğlan nerede? ölmeden bi' göreydim" diyerek vicdan azabı yükünü üzerime atmasını "çekip giderken, arkasına dönmeden hareket çeken insan" olarak kodladım ve ne yazık ki bunu da unutmam mümkün olmayacak. ama şunları hatırlamakla kalmayacak, çevremdeki herkesin de böyle davranması adına elimden geleni yapacağım:

    - "atan o senin, saygıda kusuru sen etmeyeceksin. o ne dilerse yapabilir" mantığı, orta çağ'da bile olmayan bir boktur. baba, dede değil, odin de olsan; saygıyı da, sevgiyi de karşılıklı verip alacaksın.

    - asker emeklisi diye mahallelinin neredeyse tapmaya çalıştığı bir akraba, ailesinin içinde dışarıdan görüldüğü gibi biri olmayabilir.

    - yaşlanmayı ölüm korkusuna dönüştürüp dine yönelmek, hiçbir zaman ahlâki, dürüst ve insani bir bakış açısı olamaz. olsa olsa ikiyüzlülük, yavşaklık ve kendini tanımamak olarak özetlenebilir.

    - kin gütmek insanı olgunlaştırır ama akrabalık ilişkilerini de yok eder. kin gütmeye karar vermiş bir akraba, öncelikle yapayalnız kalacağının da hesabını iyi tutmalıdır.

    - sağken yıllarla adlandırılan süreler boyunca aranıza duvar ördüğünüz akrabalarınız ölünce, onları yıkamak, namazlarını kılmak ve mezara girip gömmek sadece bir formaliteden öteye gitmemeli. "bir an önce bitsin ve gideyim" diye mırıldanmak, her koşulda anasına, bacısına sövdüğünüz insancıllığınızın gözlerinizi yaşartmasının da önüne geçecektir.

    - her ölüm, her mezarın içine girip bedeni gömmek insanlığınızdan biraz daha götürmeli. yoksa, hayatınıza kaldığınız yerden devam edemiyorsunuz; giden gittiği yerden size el hareketi çekip "şimdi sen düşün!" demeye devam ediyor. "düşün, düşün; boktur işin"in hangi koşullarda söylenmiş olabileceğini "gene" düşünmekten başka bir şey yapamıyorsunuz.

    gittiğin yerde asker emeklisi forsunu bol bol kullanmanı, halüsinasyonlarının her zaman ahlâksız ögeler içermesini ve olgunluklarını hiç tasvip etmediğin benim gibi gençlerin hep çevrende olmasını diliyorum.
    #190325 lake of the hell | 5 yıl önce
    1yakınlık derecesi