1. m. night shyamalan'ın hayal dünyası biraz stephen king'i andırıyor. hikayeleri mantık sınırları içinde seyrederken keskin bir dönüşle gerçeküstü diyarlara açılan bir viraja giriyor. unbreakable sadece onun kariyerinin değil en azından benim hakim olduğum ana akım sinemanın çok küçük bir bölümünün en parlak ve sersemletici fikirlerinden birisini sunmuştu. unbreakable sonrası filmlerini aynı umutla takip etmiş ama her seferinde ekran başından biraz hayal kırıklığıyla ayrılmış ve unbreakable'da karşılaştığım o parlak fikrin devamının gelmemesine üzülmüştüm.

    split bana kalırsa shyamalan sinemasının unbreakable sonrası en düzgün işi. hikayedeki alışılageldik ve aslında unbreakable sonrası biraz da zorlama gözüken shyamalan alametifarıkası split'te de kendisine yer buluyor ve james mcavoy'un da performansıyla film bir solukta izleniyor. gerilim hatta korku ögeleri filmin artıları. hikaye çok da tahmin edilemez ya da geçmişte örneklerine rastlamadığımız bir hikaye değil ancak filmi ilginç ve izlenebilir kılan bana kalırsa james mcavoy olmuş.

    glass ve unbreakable ile birlikte enteresan bir üçleme haline gelen serinin hannibalvari parçası olmuş split. bir saniye bile sıkılmadığım güzel bir film olması yanında shyamalan sineması adına da umut tazeledi açıkçası.
    #189720 fly | 5 yıl önce
    0film