aslında biri kulağına hoş gelen bir müziği dinliyorsa, kendini onla özdeşleştirmiştir. yani o eserde kendini bulmuştur. bu minvalde o kişinin seçici olmadığı anlamına gelmiyor. bir insan hem rock, hem pop hem türkü dinleyebilir. buradan radyoda ne çalarsa o dinliyor anlaşılmasın. belki sözleri hoşuna gidiyor, belki de müziği, belki içinden sadece ufak bir melodi. müzikle içiçe olan arkadaşlar bunu daha iyi anlayacaklardır eminim. bir diğer açıdan bakarsak da müzik dinlemeyi hobi haline getirmiş odyofil dediğimiz insanlar da var. onlar her şeyi ince eler sık dokur. fena halde seçicidirler. belli grupları, sanatçıları dinlerler, o grup ve sanatçıların fanları haline gelirler, diskografisini ezbere bilirler.
müzik dinlerken ne istediğinize bağlı tüm olay. neşeli mi olmak istiyorsunuz, hüzünlü mü, heyecanlı mı, gergin mi? müzik denen olgu tüm bunları sizlere yaşatabilir. sizi gaza getirebilir, sakinleştirebilir, ya da dipsiz kuyulara da gönderebilir. ufkunuzu da açabilir aynı zamanda.