kendi türünden kaynaklı her türlü sorunu başka bir varlığın üstüne yıkmaya ant içmişcesine çırpınan hayvan. olan biten kötülüklere ses çıkarmak yerine başka sorumlular aramak daha makul gelir ki konfor alanı bozulmasın. tür-içi ve türler-arası çatışmaları kendisinde içkindir, çatışmanın olmadığı yerde huzursuzdur. azcık kaostan uzaklaşsın hele, işkillenmeye başlar. türün bazı bireylerine renkten renge giriyor diye bukalemun benzetmesi yapılır. ama bukalemunun tek yüzü vardır, bilmezler. insan çokyüzlüdür. bugün a olan eğilir bükülür, yarın j olur. ğ bile olabilir.
aristo zoon politikon, yani sosyal hayvan demiş kendisine. haksız da sayılmaz. baya sosyal. ama türün üyeleri öyle kümelenmiş ki yalnız kalma hakkını tanımıyor tür-içi bireylerine. öyle eve kapanıp yalnız kalmaktan, ya da yaptığı bir şeyden ötürü ceza niyetine yalnız bırakılmaktan bahsetmiyorum. birey doğanın içinde kendi halinde yaşamak istiyor mesela. ev inşa edecek, yiyecek bulacak, su bulacak. maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin tabanı yani. basit bir yaşam. ama olur mu hiç? para lazım para. kendi güvenli alanını istiyorsan bunu sana satacaklar. malzemeler materyaller gırla. parasını ver önce. yaşamak istediğin yere ulaşmak için bile vereceksin o parayı. diğerleri öyle istiyor çünkü. uzun uzun açıklamayacağım, biliyorsunuz ne anlattığımı. doğada yaşayacaksan evini barkını sıfır masrafla yaparsın diye maval okuyanları silivri'ye atmak lazım. yok öyle ifade özgürlüğü. *
teri de pis kokar bu türün. işin acı tarafı bu değil. bazı bölgeler var bu gezegende, susuzlukla boğuşuyor. yardım edenleri de yok. tere mahkumlar. susuzluğa mahkumlar. açlık da var. başa dönelim, sorumluluk. hep başkası suçlu. tanrı suçlu, o suçlu, bu suçlu. bi' bölgenin zenginliğini kurutanlar, bi' de bunu normal bir şeymiş gibi karşılayanlar suçlu değil. hadi o zamanlar bu kadar haberdar değildin. şimdi n'oluyor sana yav? bir şey olmuyor dimi. sorun da o zaten. sen de pis kokacaksın yakında. e tabi büyük ihtimalle senin kolaycı tutumun yüzünden ben de kokacağım. sosyal hayvan seni. paylaşımı da sever.
dedikodu hastasıdır bir de. heralde yaşayanların arasında dedikodu kavramına sahip tek tür. gizem mi evlenmiş. bizim sümüklü gizem. vooahhh.. yasin tıp mı okuyormuş, bizim boklu yasin. vooahhh.. ayıya bak illa bizim diyecek. ama benim bunları konuşmamın bana ne faydası var diye hiç düşünmeyecek. hazza bak. keremle aslı ayrılmış diye zevkten dört köşe oluyor. kaşarlanmış lümpen seni.
hele bir de hırsı var ki sormayın. sahip olma hırsı, tüketme hırsı, yükselme hırsı, kazanma hırsı... herife bak, sanki sonsuza kadar yaşayacak da dünyaları istiyor. hadi diyelim sonsuza kadar yaşadın, her şey senin oldu. her şey. eeee? aslanım eeee? kafatasının içini saksı yapsak daha çok işe yarar. ya işte bunlar hep seks. gerçekten öyle ama, dalga geçmiyorum. izin verirsen herkesin üremesine, hadi ürediler, salıverirsen meydana böyle; sonuçlarına da katlanırsın. çünkü düşünmeyen dangalağın düşünen verimli dölleri olma olasılığı çok düşük. kültür diye bir şey var bir kere. gelenek var, görenek var. karşı gel de götünden alıversinler kanı. sosyal hayvan. sever sürüleri.